deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

CHP'den maske tepkisi "55 ülkeye parayla dağıtılan maskeyi vatandaşa parayla satmaya karar verdiler"

Güncel 08.05.2020 - 19:47, Güncelleme: 08.05.2020 - 19:47
 

CHP'den maske tepkisi "55 ülkeye parayla dağıtılan maskeyi vatandaşa parayla satmaya karar verdiler"

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde basın açıklaması yaptı. Öztrak, salgından çıkış için iktidarın izlediği yöntemi eleştirdi ve maske konusundaki politikasını da Nasrettin Hoca fıkrasına benzetti.
CHP Tekirdağ Milletvekili ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde dündeme dair değerlendirmelerde bulundu. AVM'lerin açılması ve TFF'nin furbol müsabakalarını yenidne başlatması kararını eleştiren CHP Sözcüsü Öztrak, bu kararların Bilim Kurulu kararı olmadığını belirterek, kurulun aldığı tavsiye kararlarının şeffaf şekilde kamuoyuna açıklanmasını istedi.  Hükümetin bir türlü dağıtamadığı maskeyi sonunda parayla satmaya karar verdiğini söyleyen CHP Sözcüsü, 55 ülkeye bedava maske gönderilmesini ise Nasrettin Hoca fıkrası ile açıkladı. Öztrak'ın açıklamasından satır başları şöyle: - Bakanlar Kurulu hafta içinde salgından çıkışa dair bir plan açıkladı. Türkiye hala hasta sayısı en yüksek dünyadaki 9'uncu ülke durumunda. Buna rağmen sağlık çalışanlarının fedakar gayreti sayesinde salgının kontrol edilmesi ve hastaların tedavisinde belirli bir aşamaya geldik. Tabii bunda toplumumuzun kurallara uymak konusundaki özen ve dikkatinin de çok büyük katkısı oldu. - 27 Nisan'da yaptığım basın açıklamasında partimizin salgından çıkış süreci ile ilgili önerilerini paylaşmıştım. Gelen öncü veriler, kaygılarımızda ve uyarılarımızda haklı olduğumuzu gösterdi. -Salgınla mücadelede ikinci raunda iyi başlamadık. 5 gün aranın alrından 6 mayısta günlük hasta sayısı yeniden 2 binli rakamların üzeirne çıktı, bugün ve dün de bunu çok az aşağısında seyrediyor.  - Hükümet salgından çıkışta ikinci bir dalgaya sebep olmamak için sorumlu bir çıkış stratejisi izlemek zorundadır. Bunun için bilimsel verilere uymak ve karar süreçlerinde saydamlık gerekmektedir. Bilim Kurulu'nun yeni uzmanlıklar ve uzmanlarla takviye eidlmesi gerektiğini söylemiştik. - Bilim Kurulu çıkış stratejisi artık sektör bazında, hatta il bazında belirlemelidir. Ancak son gelen verilere göre bu konuda bir başıbozukluk var. Sağlık Bakanlığı, liglerin 12 Haziran'da yeniden başlaması konusunda bakanlığın ya da Bilim Kurulu'nun herhangi bir önerisi ya da katkısı olmadığını ifade etti. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kendi özgür iradesi ile ligleri başlatma kararı alıyormuş. Sorumluluk federasyondaymış. TFF, devlet içinde devlet de bizim mi haberimiz yok?  Eğer salgından çıkış böyle yönetilcekse, isteyen istediği gibi özgür iradesiyle hareket edecekse bu Bilim Kurulu neden var? Sağlık Bakanlığı neden var, bakan olarak siz neden varsınız? Yarın, restorant, kafe ve eğlence mekanı sahipleri kendi özgür iradeleri ile işe başlamak isterse ne diyeceksiniz? - Diğer bir garabet de Saray hükümetinin salgından çıkış stratejisi kapsamında AVM'lerin 11 Mayıs'ta açılacağına yönelik açıklaması oldu. Kararın ardından çok sayıda Bilim Kurulu üyesi, AVM'lerin açılması için çok erken olduğunu ifade ettiler. Sağlık Bakanı'nın 'Bunalrı biz kapatmadık ki biz açalım' şeklindeki muğlak ifadelerinden, kararın Bilim Kurulu'nun Saray hükümetine yaptığı tavsiyeler arasında olmadığı ortaya çıktı.Daha önce basına yansıyan dedikoduların doğru olduğunu, AVM'lerin açılması kararının bilimsel değil siyasi olduğunu anladık. 'Atılan adımların bizim tarafımızdan alınan kararlar olduğu düşünülmesin' diyen Bilim Kurulu üyesi, bu kararların nasıl alındığı konusunda milletimizi de aydınlatmış oldu. -AVM'ler rant uğruna açılmaktadır. İnsanlarımızın canını tehlikeye atan bu kararın siyasi sorumluluğu Saray hükümetine ve onun başındaki kişiye aittir. Güvene en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde bu uygulamalar, vatadnaşlarımız arasında ciddi kaygılar yaratmaktadır. Böyle bir gayrı ciddilik kabul edilemez. "BİLİM KURULU KARARLARI HALKLA PAYLAŞILMALI" "Salgından çıkış sürecinde kurulun onayından geçmeyen hiçbir karar alınmamalıdır. Süreçte dikakt edilmesi gereken en önemli husus saydamlıktır. 4 Mayıs'ta alınan kararlardan önce Bilim Kurulu'nun hükümete neler önerdiği ve hangi teklifleri sunduğunun listesi mutlaka açıklanmalıdır. Vatandaşın canını ilgilendiren bu kararların hangisi Bilim Kurulu'nun, hangisi Saray hükümetinin kararıdır bilmeliyiz. Bilim Kurulu'nun hangi kararlarına Saray hükümeti uymamıştır, bunları görmeliyiz. Bundan sonra Bilim Kurulu'nda konuşulanlar düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bilim Kurulu'nun hazırladığı tekliflerin kapalı zarf içinde Saray'a gönderilmesinden vazgeçilmelidir. 'Biz çeşitli önerilerde bulunduk. Cumhurbaşkanmız gerekli kararı verecektir' şeklindeki ifadeler ekonominin normale dönmesi için gerekli güveni sağlayamaz. Bu nedenle salgından çıkış süreci çok şeffaf şekilde yönetilmelidir. Saray hükümetinin Bilim Kurulu'ndan çıkan kararları uygulayıp uygulamadığı millet adına TBMM tarafından denetlenmelidir. Dünyada pek çok ülke bunu uygulamaktadır." "SARAY HÜKÜMETİNİN SİCİLİ BU KONUDA PARLAK DEĞİL" "Siyasi hesap ve çıkar uğruna insanlarımızın canı riske atılmamalıdır. Maalesef Saray hükümetinin sicili bu konuda parlak değildir. Hükümet fabrikalarda çalışan işçilerimizi sokağa çıkmama kapsamı dışında tutmayı tercih etmiş, onları canlarıyla cüzdanları arasına sıkıştırmıştır. Şimdi bu tercihin isnani maliyeti su yüzüne çıkmaktadır. İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Meclisi'nin (İSİG) tespitine göre sadece nisan ayında en az 103 işçimiz Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Korona maalesef işçileirmiz için ölümcül bir meslek hastalığına dönüşmektedir. Bu hastalığın iş cinayetlerine dfönüşmemesi için tedbirler mutlaka sıkılaştırılmalıdır.  Emekçilerimizin sağlığı için işyerlerinde sosyal mesafe ve hijyen başta olmak üzerere gereken tüm tedbirler alınmalıdır. " "BİZİM HÜKÜMETİMİZ BECERDİ AMA SARAY HÜKÜMETİ BECEREMEDİ" - Salgından çıkış sürecinde atılması gereken diğer bir adım, başta yüz maskesi olmak üzere kotuyucu malzemeye erişimin kolaylaştırılmasıdır. Geçtiğimiz yıl tanzim satış sıralarında patates-soğan için bekleten Saray hükümeti, bu salgın döneminde de vatandaşımıza 5 maskeyi dağıtamamıştır.   'Maskeyi uygun yerlerde satacağız' diye başladılar. Yapamadılar. 'Vaz geçtik PTT eliyle ücretsiz gönderceğiz' dediler. Yine beceremediler. 'E-Devlet'ten başvuru alacağız, kod göndereceğiz. Herkes eczanelerden alacak' dediler' yine olmadı. Sonunda başa dönüp 55 ülkeye bedava gönderidkelri maskeyi millete satmaya karar verdiler. Bu arada polis Taksim Meydanı'nda maske takmayana ceza kesmeye devam ediyor.  Şimdi maskeye bir de tavan fiyat getirmişler: 1 lira! Bir aileye yılda bir defaya mahsus olmak üzere 1000 TL para verdiler. Ailenin 2 bireyi hergün dışarı çıkmaz zorunda kalsa, ailenin yıllık maske gideri 730 lira eder. Bin liradan geriye 270 lira kalır. Bu 270 lira ile millet karnını mı doyuracak, kirasını mı ödeyecek, elektrik faturasını mı ödeyecek? Bizim beldiyelerimiz bedava maske dağımayı becerdi ama Saray hüümeti beceremedi. Çıplak gerçek bu. Ama bir şey daha yaptılar, beldiyelerimizin maske dağıtmasını da engellemeye kalkıştılar." NASRETTİN HOCA FIKRASI GİBİ Atalarımızın 'El iyisi olacağına ev iyisi ol' diye bir öğüdü var. Bu hükümet hep 'el iyisi' olmayı tercih ediyor. Kendi vatandaşı maske beklerken, ABD'ye, İngiltere'ye, İtalya'ya, İspanya'ya uçak dolusu maskeyi bedava gönderiyor.  Adeta bir Nasrettin Hoca fıkrası. Nasrettin Hoca zekatını her yıl Akşehir'in en zengin adamına verirmiş. Komşuları Hoca'yı 'Zekat ihtiyaç sahibi, işi gücü olmayan verilir. Bu yaptığın yanlış' diye uyarmış.  Hoca da gülmüş 'asıl sizin yaptığınız yanlış' demiş. 'Allah bağı bahçeyi, altını, malı-mülkü benim zekat verdiğim bu adama verdi. Ben de zakatımı Allah'ın veridğine veriyorum. Siz Allah'tan daha mı iyi bileceksiniz' demiş. Saray hükümeti de Nasrettin Hcoa gibi. Ama bir farkla. Saray, kendi cebinden zrkat vermiyor. Milletimizin elinde avucunda ne varsa alıyor, yetmiyor bir de bağış topluyor. ondan sonra da bu paraları içerideki ve dışarıdaki zenginlere dağıtıyor. Bu hükümet zengine cömert fakire çcimri. Saray hükümetini bir kez daha uyarıyoruz. Milletimizin ve sağlık çalışanlarının tüm emeklerini heba etmeyin. Salgına ikinci bir dalga için fırsat vermeyin. Sadece algın için değil, ekonomi için, aş için, iş için de sağlıklı bir çıkış stratejisine ihtiyacımız olduğunu da unutmayın." "UÇAN EKONOMİ DEĞİL DOLAR OLDU" Doalrın tarihi zirvesine çıktığını söyleyen Öztrak, "Erdoğan bana yetkiyi veri,n o zaman ekonomiyi uçuracağım diyordu. Uçan ekonmom değil doalr oldu. Erdoğan, Hazine'yi samadına teslim ettiğinde Dolar 4.53 seviyesindeydi, dün 7.27 seviyesini gördük.Damat işbaşına getirildiğinde 200 TL ile 44 dolar alabiliyorduk, şimdi ancak 28 dolar ediyor. Maşallah çok iyi uğraştılar, paramızı pul ettiler. Asgari ücret 354 dolardan 322 dolara düştü. Mileltin hem geliri hem de parasının satın alma gücü, güneş görmüş kar gibi eriyor. Ama dolar arttıkça geliri sürekli artan imtiyazlı bir kesim var. Gelirleri dövizle garanti edilmiş, araba geçsin geçmesin, uçak insin inmesin, hasta yatsın yatmasın dolar ve avroşları milletin kesesinden tuıkır tıkır ödenen bir avuç havuz müteahhidi. Bir yanda miletin geliri eriyor, diğer yandann bir avuç havuz müteahhidinin geliri katlanarak artıyor. Adalet, insan, vicdan bunun neresinde? Biz buradan bunalrı sorunca 'Ey CeHaPe vatanı böldürmeyeceğiz, ezanı susturmayazğaız, bayramğımızı indirtmeyeceğiz' diyorlar. Şimdi de tutturmuşlar Londra merkezli finans kuruluşları Türk Lirasına saldırıyormuş. İyi de Türk lirası sadece Dolar Avro ve Sterlin karşısında değer kaybetmiyor ki. Türk Lirası son iki haftadır Güney Afrika Randına, Meksika Pesosuna, Arjantin Rupisi'ne, Rus Rublesine karşı da değer kaybediyor. Tüm dünya başkanetleri anlaşılan işi gücü bırakmış Türk Lirasına saldırıyorlar. Ülkemiz maalesef devlet aklıyla değil, troll aklıyla yönetiliyor. Sormazlarmı, sen ekonmiyi nasıl bu hale getirdin diye. Günü kurtarmaya yönelik bölük pörçük adımlar atıyorlar, aspirin tedavisi. Korkuyla hiçbir şeyi çözemezsiniz. Piyasaları daha da çömkertirsiniz, 83 milyon bunun altında kalırız. " dedi. Öztrak, hükümete yeni bir ekonomi programı yapması ve 2020 ekonomi hedeflerinin de yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde basın açıklaması yaptı. Öztrak, salgından çıkış için iktidarın izlediği yöntemi eleştirdi ve maske konusundaki politikasını da Nasrettin Hoca fıkrasına benzetti.

CHP Tekirdağ Milletvekili ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde dündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

AVM'lerin açılması ve TFF'nin furbol müsabakalarını yenidne başlatması kararını eleştiren CHP Sözcüsü Öztrak, bu kararların Bilim Kurulu kararı olmadığını belirterek, kurulun aldığı tavsiye kararlarının şeffaf şekilde kamuoyuna açıklanmasını istedi. 

Hükümetin bir türlü dağıtamadığı maskeyi sonunda parayla satmaya karar verdiğini söyleyen CHP Sözcüsü, 55 ülkeye bedava maske gönderilmesini ise Nasrettin Hoca fıkrası ile açıkladı.

Öztrak'ın açıklamasından satır başları şöyle:

- Bakanlar Kurulu hafta içinde salgından çıkışa dair bir plan açıkladı. Türkiye hala hasta sayısı en yüksek dünyadaki 9'uncu ülke durumunda. Buna rağmen sağlık çalışanlarının fedakar gayreti sayesinde salgının kontrol edilmesi ve hastaların tedavisinde belirli bir aşamaya geldik. Tabii bunda toplumumuzun kurallara uymak konusundaki özen ve dikkatinin de çok büyük katkısı oldu.

- 27 Nisan'da yaptığım basın açıklamasında partimizin salgından çıkış süreci ile ilgili önerilerini paylaşmıştım. Gelen öncü veriler, kaygılarımızda ve uyarılarımızda haklı olduğumuzu gösterdi.

-Salgınla mücadelede ikinci raunda iyi başlamadık. 5 gün aranın alrından 6 mayısta günlük hasta sayısı yeniden 2 binli rakamların üzeirne çıktı, bugün ve dün de bunu çok az aşağısında seyrediyor. 

- Hükümet salgından çıkışta ikinci bir dalgaya sebep olmamak için sorumlu bir çıkış stratejisi izlemek zorundadır. Bunun için bilimsel verilere uymak ve karar süreçlerinde saydamlık gerekmektedir. Bilim Kurulu'nun yeni uzmanlıklar ve uzmanlarla takviye eidlmesi gerektiğini söylemiştik.

- Bilim Kurulu çıkış stratejisi artık sektör bazında, hatta il bazında belirlemelidir. Ancak son gelen verilere göre bu konuda bir başıbozukluk var. Sağlık Bakanlığı, liglerin 12 Haziran'da yeniden başlaması konusunda bakanlığın ya da Bilim Kurulu'nun herhangi bir önerisi ya da katkısı olmadığını ifade etti. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kendi özgür iradesi ile ligleri başlatma kararı alıyormuş. Sorumluluk federasyondaymış. TFF, devlet içinde devlet de bizim mi haberimiz yok? 

Eğer salgından çıkış böyle yönetilcekse, isteyen istediği gibi özgür iradesiyle hareket edecekse bu Bilim Kurulu neden var? Sağlık Bakanlığı neden var, bakan olarak siz neden varsınız?

Yarın, restorant, kafe ve eğlence mekanı sahipleri kendi özgür iradeleri ile işe başlamak isterse ne diyeceksiniz?

- Diğer bir garabet de Saray hükümetinin salgından çıkış stratejisi kapsamında AVM'lerin 11 Mayıs'ta açılacağına yönelik açıklaması oldu. Kararın ardından çok sayıda Bilim Kurulu üyesi, AVM'lerin açılması için çok erken olduğunu ifade ettiler. Sağlık Bakanı'nın 'Bunalrı biz kapatmadık ki biz açalım' şeklindeki muğlak ifadelerinden, kararın Bilim Kurulu'nun Saray hükümetine yaptığı tavsiyeler arasında olmadığı ortaya çıktı.Daha önce basına yansıyan dedikoduların doğru olduğunu, AVM'lerin açılması kararının bilimsel değil siyasi olduğunu anladık. 'Atılan adımların bizim tarafımızdan alınan kararlar olduğu düşünülmesin' diyen Bilim Kurulu üyesi, bu kararların nasıl alındığı konusunda milletimizi de aydınlatmış oldu.

-AVM'ler rant uğruna açılmaktadır. İnsanlarımızın canını tehlikeye atan bu kararın siyasi sorumluluğu Saray hükümetine ve onun başındaki kişiye aittir. Güvene en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde bu uygulamalar, vatadnaşlarımız arasında ciddi kaygılar yaratmaktadır. Böyle bir gayrı ciddilik kabul edilemez.

"BİLİM KURULU KARARLARI HALKLA PAYLAŞILMALI"

"Salgından çıkış sürecinde kurulun onayından geçmeyen hiçbir karar alınmamalıdır. Süreçte dikakt edilmesi gereken en önemli husus saydamlıktır. 4 Mayıs'ta alınan kararlardan önce Bilim Kurulu'nun hükümete neler önerdiği ve hangi teklifleri sunduğunun listesi mutlaka açıklanmalıdır. Vatandaşın canını ilgilendiren bu kararların hangisi Bilim Kurulu'nun, hangisi Saray hükümetinin kararıdır bilmeliyiz. Bilim Kurulu'nun hangi kararlarına Saray hükümeti uymamıştır, bunları görmeliyiz.

Bundan sonra Bilim Kurulu'nda konuşulanlar düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bilim Kurulu'nun hazırladığı tekliflerin kapalı zarf içinde Saray'a gönderilmesinden vazgeçilmelidir. 'Biz çeşitli önerilerde bulunduk. Cumhurbaşkanmız gerekli kararı verecektir' şeklindeki ifadeler ekonominin normale dönmesi için gerekli güveni sağlayamaz. Bu nedenle salgından çıkış süreci çok şeffaf şekilde yönetilmelidir. Saray hükümetinin Bilim Kurulu'ndan çıkan kararları uygulayıp uygulamadığı millet adına TBMM tarafından denetlenmelidir. Dünyada pek çok ülke bunu uygulamaktadır."

"SARAY HÜKÜMETİNİN SİCİLİ BU KONUDA PARLAK DEĞİL"

"Siyasi hesap ve çıkar uğruna insanlarımızın canı riske atılmamalıdır. Maalesef Saray hükümetinin sicili bu konuda parlak değildir. Hükümet fabrikalarda çalışan işçilerimizi sokağa çıkmama kapsamı dışında tutmayı tercih etmiş, onları canlarıyla cüzdanları arasına sıkıştırmıştır. Şimdi bu tercihin isnani maliyeti su yüzüne çıkmaktadır. İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Meclisi'nin (İSİG) tespitine göre sadece nisan ayında en az 103 işçimiz Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Korona maalesef işçileirmiz için ölümcül bir meslek hastalığına dönüşmektedir. Bu hastalığın iş cinayetlerine dfönüşmemesi için tedbirler mutlaka sıkılaştırılmalıdır. 

Emekçilerimizin sağlığı için işyerlerinde sosyal mesafe ve hijyen başta olmak üzerere gereken tüm tedbirler alınmalıdır. "

"BİZİM HÜKÜMETİMİZ BECERDİ AMA SARAY HÜKÜMETİ BECEREMEDİ"

- Salgından çıkış sürecinde atılması gereken diğer bir adım, başta yüz maskesi olmak üzere kotuyucu malzemeye erişimin kolaylaştırılmasıdır. Geçtiğimiz yıl tanzim satış sıralarında patates-soğan için bekleten Saray hükümeti, bu salgın döneminde de vatandaşımıza 5 maskeyi dağıtamamıştır.  

'Maskeyi uygun yerlerde satacağız' diye başladılar. Yapamadılar.

'Vaz geçtik PTT eliyle ücretsiz gönderceğiz' dediler. Yine beceremediler.

'E-Devlet'ten başvuru alacağız, kod göndereceğiz. Herkes eczanelerden alacak' dediler' yine olmadı.

Sonunda başa dönüp 55 ülkeye bedava gönderidkelri maskeyi millete satmaya karar verdiler. Bu arada polis Taksim Meydanı'nda maske takmayana ceza kesmeye devam ediyor. 

Şimdi maskeye bir de tavan fiyat getirmişler: 1 lira! Bir aileye yılda bir defaya mahsus olmak üzere 1000 TL para verdiler. Ailenin 2 bireyi hergün dışarı çıkmaz zorunda kalsa, ailenin yıllık maske gideri 730 lira eder. Bin liradan geriye 270 lira kalır. Bu 270 lira ile millet karnını mı doyuracak, kirasını mı ödeyecek, elektrik faturasını mı ödeyecek? Bizim beldiyelerimiz bedava maske dağımayı becerdi ama Saray hüümeti beceremedi. Çıplak gerçek bu. Ama bir şey daha yaptılar, beldiyelerimizin maske dağıtmasını da engellemeye kalkıştılar."

NASRETTİN HOCA FIKRASI GİBİ

Atalarımızın 'El iyisi olacağına ev iyisi ol' diye bir öğüdü var. Bu hükümet hep 'el iyisi' olmayı tercih ediyor. Kendi vatandaşı maske beklerken, ABD'ye, İngiltere'ye, İtalya'ya, İspanya'ya uçak dolusu maskeyi bedava gönderiyor. 

Adeta bir Nasrettin Hoca fıkrası. Nasrettin Hoca zekatını her yıl Akşehir'in en zengin adamına verirmiş.

Komşuları Hoca'yı 'Zekat ihtiyaç sahibi, işi gücü olmayan verilir. Bu yaptığın yanlış' diye uyarmış. 

Hoca da gülmüş 'asıl sizin yaptığınız yanlış' demiş. 'Allah bağı bahçeyi, altını, malı-mülkü benim zekat verdiğim bu adama verdi. Ben de zakatımı Allah'ın veridğine veriyorum. Siz Allah'tan daha mı iyi bileceksiniz' demiş. Saray hükümeti de Nasrettin Hcoa gibi. Ama bir farkla. Saray, kendi cebinden zrkat vermiyor. Milletimizin elinde avucunda ne varsa alıyor, yetmiyor bir de bağış topluyor. ondan sonra da bu paraları içerideki ve dışarıdaki zenginlere dağıtıyor. Bu hükümet zengine cömert fakire çcimri. Saray hükümetini bir kez daha uyarıyoruz. Milletimizin ve sağlık çalışanlarının tüm emeklerini heba etmeyin. Salgına ikinci bir dalga için fırsat vermeyin. Sadece algın için değil, ekonomi için, aş için, iş için de sağlıklı bir çıkış stratejisine ihtiyacımız olduğunu da unutmayın."

"UÇAN EKONOMİ DEĞİL DOLAR OLDU"

Doalrın tarihi zirvesine çıktığını söyleyen Öztrak, "Erdoğan bana yetkiyi veri,n o zaman ekonomiyi uçuracağım diyordu. Uçan ekonmom değil doalr oldu. Erdoğan, Hazine'yi samadına teslim ettiğinde Dolar 4.53 seviyesindeydi, dün 7.27 seviyesini gördük.Damat işbaşına getirildiğinde 200 TL ile 44 dolar alabiliyorduk, şimdi ancak 28 dolar ediyor. Maşallah çok iyi uğraştılar, paramızı pul ettiler. Asgari ücret 354 dolardan 322 dolara düştü. Mileltin hem geliri hem de parasının satın alma gücü, güneş görmüş kar gibi eriyor. Ama dolar arttıkça geliri sürekli artan imtiyazlı bir kesim var. Gelirleri dövizle garanti edilmiş, araba geçsin geçmesin, uçak insin inmesin, hasta yatsın yatmasın dolar ve avroşları milletin kesesinden tuıkır tıkır ödenen bir avuç havuz müteahhidi. Bir yanda miletin geliri eriyor, diğer yandann bir avuç havuz müteahhidinin geliri katlanarak artıyor. Adalet, insan, vicdan bunun neresinde? Biz buradan bunalrı sorunca 'Ey CeHaPe vatanı böldürmeyeceğiz, ezanı susturmayazğaız, bayramğımızı indirtmeyeceğiz' diyorlar. Şimdi de tutturmuşlar Londra merkezli finans kuruluşları Türk Lirasına saldırıyormuş. İyi de Türk lirası sadece Dolar Avro ve Sterlin karşısında değer kaybetmiyor ki. Türk Lirası son iki haftadır Güney Afrika Randına, Meksika Pesosuna, Arjantin Rupisi'ne, Rus Rublesine karşı da değer kaybediyor. Tüm dünya başkanetleri anlaşılan işi gücü bırakmış Türk Lirasına saldırıyorlar. Ülkemiz maalesef devlet aklıyla değil, troll aklıyla yönetiliyor. Sormazlarmı, sen ekonmiyi nasıl bu hale getirdin diye. Günü kurtarmaya yönelik bölük pörçük adımlar atıyorlar, aspirin tedavisi. Korkuyla hiçbir şeyi çözemezsiniz. Piyasaları daha da çömkertirsiniz, 83 milyon bunun altında kalırız. " dedi.

Öztrak, hükümete yeni bir ekonomi programı yapması ve 2020 ekonomi hedeflerinin de yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.