deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal

COVID-19 hakkında bilinmesi gerekenleri Prof. Dr. Zekaver Odabaşı’na sorduk

Dünya 11.05.2020 - 12:09, Güncelleme: 11.05.2020 - 12:09
 

COVID-19 hakkında bilinmesi gerekenleri Prof. Dr. Zekaver Odabaşı’na sorduk

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 hakkında bilinmesi gerekenleri, toplum olarak bu süreçten kurtulmak için neler yapmamız gerektiğini Marmara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Zekaver Odabaşı’na sorduk. İşte coronavirüs sonrasındaki ‘yeni normal’ hayatımıza ilişkin önemli bilgiler…
Korona Virüs salgınının sürecini değerlendiren  Prof. Dr. Zekaver Odabaşı, coronavirüs hastalığının belirtilerini, bulaşma riskini, aşı ve ilaç çalışmaları hakkında çok önemli bilgiler verdi.  Sigara içenler daha mı fazla risk taşıyor? Hamilelerin bu süreçteki riski ne? İlacı ne zaman ortaya çıkacka? Normalleşme adımları 2.dalga riski oluşturur mu? Tüm merak edilenleri sorduk... Pınar Billur Odabaşı'nın özel haberi - Öncelikle coronavirüs nedir ve COVID-19 hastalığının belirtileri nelerdir? Coronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilen büyük bir virüs ailesidir. COVID-19’un en yaygın semptomları ateş, yorgunluk ve kuru öksürüktür. Bazı hastalarda burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı veya ishal olabilir. Bazı hastalar ise şiddetli kas ağrısı, eklem ağrısı tarif etmektedir, kimi hastada ise tat ve koku alma hislerinde kayıp olur. Bazı insanlar enfekte olduğu halde herhangi bir semptom geliştirmeyebilirler. Çoğu insan (yaklaşık %80) hafif bulgularla atlatır, belirgin bir bulgu olmadan hastalığı geçirenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur. Yaşlı insanlar ve yüksek tansiyon, kalp ve akciğer problemleri veya diyabet gibi altta yatan tıbbi sorunları olanların ciddi hastalık geliştirme olasılığı daha yüksektir. Yukarıda belirttiğimiz şikayet ve belirtileri olan insanların sağlık kuruluşlarına başvurmaları önerilir. - Peki sizce herkese test yapmaya gerek var mı? Hayır, herkese test yapmanın bir anlamı yok diye düşünüyorum. Virüsün bulaşma ihtimali olan ve hastalık bulguları gelişmiş kişilere test yapmamız gerekiyor. Hastalık bulguları genellikle bulaş sonrası 5. günden itibaren ortaya çıkar. Yani; testi 3. günde yaparsam olmaz. Bu yüzden biz testi; hastalık bulguları olanlara yani, ateş, öksürük, nefes darlığı olanlara yapalım. Şunu da belirtmeliyim ki; kullanılan test yüzde yüz duyarlı değil, hastaların yüzde 60-70’inde pozitif sonuç verirken, geri kalan kısmında ise yakalayamayabiliyor. PCR testi negatif çıksa da; tipik belirtileri olan kan testleri ve akciğer filmi; hastalığı destekleyen kişilerde tedaviye başlıyoruz. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || ).push({}); - Hamile olanlar ekstra bir risk taşıyor mu? Hamile olan ile hamile olmayan kadınlar arasında fark yok. Hamilelik ekstra bir risk getirmiyor.  Hafif bulguları olan hamilelerde özel bir tedavi metoduna gerek yok, ancak orta ve ağır şiddette bulgular varsa tedaviye başlıyoruz. Şu an tüm dünya, direkt olarak virüse etki eden ilaç bulunamamasının sıkıntısını yaşıyor. İkincil yollarla virüse etki eden ilaçlarımız var onları kullanıyoruz. Bu yüzden mutlak bir zorunluluk içinde değilsek bu ilaçları hamilelere şimdilik kullanmamayı tercih ediyoruz. Bu ilaçların bir kısmı hamilelerde kullanılmıyor. - Peki hastaların sigara geçmişi tedaviyi çok etkiliyor mu? Tabii ki sigara öyküsü olan bir hastanın tedavisi, diğer vakalara nazaran çok daha zor oluyor. Hastalığın seyri daha ağır geçiyor. Sigara her açıdan çok riskli bir bağımlılık. Özellikle sigaraya bağlı kronik akciğer hastalığı olanlar daha sıkıntılı bir süreç geçirebilir. - Sigaranın yanı sıra yeni tip coronavirüse karşı yapılmaması gereken şeyler var mı? Birden fazla maske takmak ve gereksiz yere antibiyotik almak, aşırı kaygı ve panik hali de COVID-19’a karşı fayda yerine zarar verebilir. Bu arada vatandaşlarımızın basit cerrahi maske takması yeterlidir. N95 veya FFP3 olarak bilinen maskeleri gereksiz yere markette, sokakta takan insanlar görüyorum, oysa biz bu maskeleri yoğun bakım ünitesi içinde kullanıyoruz. - Aşı ve ilaç çalışmaları için neler söyleyeceksiniz? Etkili bir ilaç ve aşıyı bulmak tabii ki tıp dünyasının ortak ve öncelikli hedefi. Bunların ikisi de önemli ve vazgeçilmez çözümlerimiz. Bulunacak ilaç veya ilaçlar virüsle hastalananları tedavi edecek. Geliştirilecek etkili bir aşı ise işi daha en baştan çözüp hastalanmamızı garanti edecek. Ama ne var ki uzmanlar bize ne ilaç ne de aşı için 6-12 aylık bir takvimden daha kısasının şu an için mümkün olmadığını söylüyor. - Peki biz o zamana kadar ne yapacağız? Mesela ev karantinasının devam ettiği şu günlerde alışveriş için gittiğimiz market vb. nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Şu an için elimizdeki en etkili seçenek şu: Sosyal mesafeyi korumakta ısrarcı olacağız, ellerimizi sık sık yıkayacağız. Bunun mümkün olmadığı anlarda ise yanımızda taşıyacağımız minik dezenfektanlardan yardım isteyeceğiz. Özellikle alışverişten önce ve sonra ellerimizi en az 20 saniye süreyle sabunla yıkamalıyız. Markette hem kendi hem de başkalarının sağlığı için gereksiz temaslardan kaçınmalıyız. Alışverişimiz bitene kadar, elimizi yüzümüze gözümüze dokundurmamalıyız. Kasadaki görevliyle bir-bir buçuk metrelik sosyal mesafemizi korumalıyız.  Aldığımız  paketleri sabunlu suya veya dezenfektana batırılmış bir kağıt havlu ya da bez parçasıyla silmeliyiz. Sebze ve meyveleri ise bol suyla yıkamak yeterli olacaktır. - Evimizden çıkmadığımız şu dönemlerde kargoya daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Hastalığın seyri açısından kargo paketlerinden coronavirüs bulaşma ihtimali var mıdır? Diğer coronavirüslerle olan deneyimler neticesinde, bu tür virüslerin zarf veya paket gibi nesnelerde uzun süre hayatta kalamadığı tespit edilmiştir. Tabii ki kargodan elimize ulaşan herhangi bir paketi aldığımızda da her daim olduğu gibi ilk iş ellerimizi bir yere sürmeden yıkamak olmalıdır. Ayrıca şu ana kadar bu yolla bulaşan bir vaka bildirilmedi. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || ).push({}); - Peki bizi nasıl bir yaz tatili bekliyor? Sadece ülkemizdeki veriler değil tüm dünya ülkeleri şunda hemfikir; pandemi tedbirleri yavaş yavaş gevşetilse de bu yazı koronavirüsle geçireceğimiz kaçınılmaz. Bu nedenle önümüzdeki yaz, geçmiş yıllara oranla farklı bir yol haritası izleyeceğiz. Kalabalık oteller, restaurantlar, plajlar; özel tedbirler almak zorunda kalacak. Buna rağmen tatil boyunca ister istemez herkes kendini yüzde yüz güvende hissetmeyecek. Uçaklar, trenler, otobüsler ve yapılabilecek yolculuklarda kapsamlı değişikliklere gidilecek. Büyük oteller yerine daha kişisel yazlıklar, butik tatil seçenekleri öncelik kazanacak. Bu arada virüsün; havuz suyu veya deniz suyu ile buluştuğuna dair bir kanıt henüz yok. - Spor müsabakaları ve AVM’lerin açılması ikinci bir dalgaya yol açar mı? Gerekli tedbirleri almazsak; hijyen ve sosyal mesafe kurallarını ihmal edersek maalesef vaka sayılarında artış görülebilir. Bu virüsten bir an evvel kurtulmak istiyorsak, her birey üzerine düşeni hassasiyetle yerine getirmelidir. Mecbur kalınmadıkça kapalı ve toplu ortamlardan kaçınmakta fayda var. - Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın da açıkladığı gibi, ‘yeni normal’ olarak tabir edilen bir dönemdeyiz. Herşeyin kademeli olarak yavaş yavaş normale dönmesini umduğumuz şu günlerde vatandaşlarımızın bu virüsle karşı karşıya kalmamaları için neler önerirsiniz? Tüm meslektaşlarımın ısrarla tekrarladığı husus; özellikle el hijyenine dikkat etmek; daha sık ellerimizi yıkamak ve maskeyle yaşamaya alışmak. Sonrasında ise yine ve ısrarla ‘sosyal mesafeyi koruma kuralı’ izliyor. ‘İzolasyon’ ise hâlâ çok önemli. Virüs tamamen hayatımızdan çıkmadığı için, henüz bir aşı bulunmadığı için ‘evde kalma’ya bir süre daha devam edeceğiz. Bir süre daha misafir kabul etmeyeceğiz. Bayramın yaklaştığı şu günlerde aile büyüklerini ziyaret etmeyi onların sağlığı için erteleyeceğiz. Maske takmaktan asla vazgeçmek yok. Daha uzunca bir süre maskeler günlük hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecek. Bu süreçte bağışıklığınızı güçlendirmek için C ve D vitamini takviyesini önerebiliriz. Omega-3 takviyesi de çok önemli. Ayrıca taze sebze ve meyveler ile protein gücü yüksek besinler; örneğin bakliyat, et, balık, yumurta, yoğurt, tercihte önceliğimiz olmalı. Uzun lafın kısası; bu hastalığı yenmek için çok güçlü bir bağışıklık sistemimizin olması gerekiyor. Yani bağışıklığınız ne kadar sağlam ve güçlü ise; bu hastalığı yenmeniz de o kadar kolay olur. Dolayısıyla bizim önceliğimiz; bağışıklık sistemini dengede ve zinde tutmak olmalıdır. Vücut direnciniz kuvvetliyse, maça 1-0 önde başlarsınız. Bunun yanı sıra düzenli uyku da şart. Mümkün mertebe ev içinde dahi olsa egzersiz programlarıyla hareket etmeliyiz. Sakin, mutlu, huzurlu, olumlu beklentilere yönelmeliyiz. Panik yapmadan, korkmadan ama tabii ki tedbiri de elden bırakmadan hayatımıza devam etmeliyiz. Röportaj: PINAR BİLLUR ODABAŞI (adsbygoogle = window.adsbygoogle || ).push({});
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 hakkında bilinmesi gerekenleri, toplum olarak bu süreçten kurtulmak için neler yapmamız gerektiğini Marmara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Zekaver Odabaşı’na sorduk. İşte coronavirüs sonrasındaki ‘yeni normal’ hayatımıza ilişkin önemli bilgiler…

Korona Virüs salgınının sürecini değerlendiren  Prof. Dr. Zekaver Odabaşı, coronavirüs hastalığının belirtilerini, bulaşma riskini, aşı ve ilaç çalışmaları hakkında çok önemli bilgiler verdi. 

Sigara içenler daha mı fazla risk taşıyor? Hamilelerin bu süreçteki riski ne? İlacı ne zaman ortaya çıkacka? Normalleşme adımları 2.dalga riski oluşturur mu? Tüm merak edilenleri sorduk... Pınar Billur Odabaşı'nın özel haberi

- Öncelikle coronavirüs nedir ve COVID-19 hastalığının belirtileri nelerdir?

Coronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilen büyük bir virüs ailesidir. COVID-19’un en yaygın semptomları ateş, yorgunluk ve kuru öksürüktür. Bazı hastalarda burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı veya ishal olabilir. Bazı hastalar ise şiddetli kas ağrısı, eklem ağrısı tarif etmektedir, kimi hastada ise tat ve koku alma hislerinde kayıp olur. Bazı insanlar enfekte olduğu halde herhangi bir semptom geliştirmeyebilirler. Çoğu insan (yaklaşık %80) hafif bulgularla atlatır, belirgin bir bulgu olmadan hastalığı geçirenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur. Yaşlı insanlar ve yüksek tansiyon, kalp ve akciğer problemleri veya diyabet gibi altta yatan tıbbi sorunları olanların ciddi hastalık geliştirme olasılığı daha yüksektir. Yukarıda belirttiğimiz şikayet ve belirtileri olan insanların sağlık kuruluşlarına başvurmaları önerilir.

- Peki sizce herkese test yapmaya gerek var mı?

Hayır, herkese test yapmanın bir anlamı yok diye düşünüyorum. Virüsün bulaşma ihtimali olan ve hastalık bulguları gelişmiş kişilere test yapmamız gerekiyor. Hastalık bulguları genellikle bulaş sonrası 5. günden itibaren ortaya çıkar. Yani; testi 3. günde yaparsam olmaz. Bu yüzden biz testi; hastalık bulguları olanlara yani, ateş, öksürük, nefes darlığı olanlara yapalım. Şunu da belirtmeliyim ki; kullanılan test yüzde yüz duyarlı değil, hastaların yüzde 60-70’inde pozitif sonuç verirken, geri kalan kısmında ise yakalayamayabiliyor. PCR testi negatif çıksa da; tipik belirtileri olan kan testleri ve akciğer filmi; hastalığı destekleyen kişilerde tedaviye başlıyoruz.

- Hamile olanlar ekstra bir risk taşıyor mu?

Hamile olan ile hamile olmayan kadınlar arasında fark yok. Hamilelik ekstra bir risk getirmiyor.  Hafif bulguları olan hamilelerde özel bir tedavi metoduna gerek yok, ancak orta ve ağır şiddette bulgular varsa tedaviye başlıyoruz. Şu an tüm dünya, direkt olarak virüse etki eden ilaç bulunamamasının sıkıntısını yaşıyor. İkincil yollarla virüse etki eden ilaçlarımız var onları kullanıyoruz. Bu yüzden mutlak bir zorunluluk içinde değilsek bu ilaçları hamilelere şimdilik kullanmamayı tercih ediyoruz. Bu ilaçların bir kısmı hamilelerde kullanılmıyor.

- Peki hastaların sigara geçmişi tedaviyi çok etkiliyor mu?

Tabii ki sigara öyküsü olan bir hastanın tedavisi, diğer vakalara nazaran çok daha zor oluyor. Hastalığın seyri daha ağır geçiyor. Sigara her açıdan çok riskli bir bağımlılık. Özellikle sigaraya bağlı kronik akciğer hastalığı olanlar daha sıkıntılı bir süreç geçirebilir.

- Sigaranın yanı sıra yeni tip coronavirüse karşı yapılmaması gereken şeyler var mı?

Birden fazla maske takmak ve gereksiz yere antibiyotik almak, aşırı kaygı ve panik hali de COVID-19’a karşı fayda yerine zarar verebilir. Bu arada vatandaşlarımızın basit cerrahi maske takması yeterlidir. N95 veya FFP3 olarak bilinen maskeleri gereksiz yere markette, sokakta takan insanlar görüyorum, oysa biz bu maskeleri yoğun bakım ünitesi içinde kullanıyoruz.

- Aşı ve ilaç çalışmaları için neler söyleyeceksiniz?

Etkili bir ilaç ve aşıyı bulmak tabii ki tıp dünyasının ortak ve öncelikli hedefi. Bunların ikisi de önemli ve vazgeçilmez çözümlerimiz. Bulunacak ilaç veya ilaçlar virüsle hastalananları tedavi edecek. Geliştirilecek etkili bir aşı ise işi daha en baştan çözüp hastalanmamızı garanti edecek. Ama ne var ki uzmanlar bize ne ilaç ne de aşı için 6-12 aylık bir takvimden daha kısasının şu an için mümkün olmadığını söylüyor.

- Peki biz o zamana kadar ne yapacağız? Mesela ev karantinasının devam ettiği şu günlerde alışveriş için gittiğimiz market vb. nelere dikkat etmemiz gerekiyor?

Şu an için elimizdeki en etkili seçenek şu: Sosyal mesafeyi korumakta ısrarcı olacağız, ellerimizi sık sık yıkayacağız. Bunun mümkün olmadığı anlarda ise yanımızda taşıyacağımız minik dezenfektanlardan yardım isteyeceğiz. Özellikle alışverişten önce ve sonra ellerimizi en az 20 saniye süreyle sabunla yıkamalıyız. Markette hem kendi hem de başkalarının sağlığı için gereksiz temaslardan kaçınmalıyız. Alışverişimiz bitene kadar, elimizi yüzümüze gözümüze dokundurmamalıyız. Kasadaki görevliyle bir-bir buçuk metrelik sosyal mesafemizi korumalıyız.  Aldığımız  paketleri sabunlu suya veya dezenfektana batırılmış bir kağıt havlu ya da bez parçasıyla silmeliyiz. Sebze ve meyveleri ise bol suyla yıkamak yeterli olacaktır.

- Evimizden çıkmadığımız şu dönemlerde kargoya daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Hastalığın seyri açısından kargo paketlerinden coronavirüs bulaşma ihtimali var mıdır?

Diğer coronavirüslerle olan deneyimler neticesinde, bu tür virüslerin zarf veya paket gibi nesnelerde uzun süre hayatta kalamadığı tespit edilmiştir. Tabii ki kargodan elimize ulaşan herhangi bir paketi aldığımızda da her daim olduğu gibi ilk iş ellerimizi bir yere sürmeden yıkamak olmalıdır. Ayrıca şu ana kadar bu yolla bulaşan bir vaka bildirilmedi.

- Peki bizi nasıl bir yaz tatili bekliyor?

Sadece ülkemizdeki veriler değil tüm dünya ülkeleri şunda hemfikir; pandemi tedbirleri yavaş yavaş gevşetilse de bu yazı koronavirüsle geçireceğimiz kaçınılmaz. Bu nedenle önümüzdeki yaz, geçmiş yıllara oranla farklı bir yol haritası izleyeceğiz. Kalabalık oteller, restaurantlar, plajlar; özel tedbirler almak zorunda kalacak. Buna rağmen tatil boyunca ister istemez herkes kendini yüzde yüz güvende hissetmeyecek. Uçaklar, trenler, otobüsler ve yapılabilecek yolculuklarda kapsamlı değişikliklere gidilecek. Büyük oteller yerine daha kişisel yazlıklar, butik tatil seçenekleri öncelik kazanacak. Bu arada virüsün; havuz suyu veya deniz suyu ile buluştuğuna dair bir kanıt henüz yok.

- Spor müsabakaları ve AVM’lerin açılması ikinci bir dalgaya yol açar mı?

Gerekli tedbirleri almazsak; hijyen ve sosyal mesafe kurallarını ihmal edersek maalesef vaka sayılarında artış görülebilir. Bu virüsten bir an evvel kurtulmak istiyorsak, her birey üzerine düşeni hassasiyetle yerine getirmelidir. Mecbur kalınmadıkça kapalı ve toplu ortamlardan kaçınmakta fayda var.

- Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın da açıkladığı gibi, ‘yeni normal’ olarak tabir edilen bir dönemdeyiz. Herşeyin kademeli olarak yavaş yavaş normale dönmesini umduğumuz şu günlerde vatandaşlarımızın bu virüsle karşı karşıya kalmamaları için neler önerirsiniz?

Tüm meslektaşlarımın ısrarla tekrarladığı husus; özellikle el hijyenine dikkat etmek; daha sık ellerimizi yıkamak ve maskeyle yaşamaya alışmak. Sonrasında ise yine ve ısrarla ‘sosyal mesafeyi koruma kuralı’ izliyor. ‘İzolasyon’ ise hâlâ çok önemli. Virüs tamamen hayatımızdan çıkmadığı için, henüz bir aşı bulunmadığı için ‘evde kalma’ya bir süre daha devam edeceğiz. Bir süre daha misafir kabul etmeyeceğiz. Bayramın yaklaştığı şu günlerde aile büyüklerini ziyaret etmeyi onların sağlığı için erteleyeceğiz. Maske takmaktan asla vazgeçmek yok. Daha uzunca bir süre maskeler günlük hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecek. Bu süreçte bağışıklığınızı güçlendirmek için C ve D vitamini takviyesini önerebiliriz. Omega-3 takviyesi de çok önemli. Ayrıca taze sebze ve meyveler ile protein gücü yüksek besinler; örneğin bakliyat, et, balık, yumurta, yoğurt, tercihte önceliğimiz olmalı. Uzun lafın kısası; bu hastalığı yenmek için çok güçlü bir bağışıklık sistemimizin olması gerekiyor. Yani bağışıklığınız ne kadar sağlam ve güçlü ise; bu hastalığı yenmeniz de o kadar kolay olur. Dolayısıyla bizim önceliğimiz; bağışıklık sistemini dengede ve zinde tutmak olmalıdır. Vücut direnciniz kuvvetliyse, maça 1-0 önde başlarsınız. Bunun yanı sıra düzenli uyku da şart. Mümkün mertebe ev içinde dahi olsa egzersiz programlarıyla hareket etmeliyiz. Sakin, mutlu, huzurlu, olumlu beklentilere yönelmeliyiz. Panik yapmadan, korkmadan ama tabii ki tedbiri de elden bırakmadan hayatımıza devam etmeliyiz.

Röportaj: PINAR BİLLUR ODABAŞI

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.