deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Tarihi zirve sona erdi. İşte Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron'un açıklamaları

Ekonomi 27.10.2018 - 20:10, Güncelleme: 27.10.2018 - 20:10
 

Tarihi zirve sona erdi. İşte Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron'un açıklamaları

İstanbul'daki tarihi zirve sona erdi. Dörtlü Suriye Zirvesi'nin ardından Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron ortak basın toplantısı düzenledi.
Tarihi zirvenin ardından ilk açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapıyor... İşte Erdoğan'ın sözleri: "Sayın Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Macron, Şansölye Merkel ve BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum. Toplantımızın ve aldığımız kararların Suriyeli kardeşlerim için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması hedefimiz var. Ayrıca Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda siyasi çözüme ulaşılmasını ve istikrarın sağlanması noktasında neler yapılabilir? Bunları etraflıca ele alma fırsatı bulduk. Uluslararası toplum meseleyi yeterince sahiplenmedi. Maalesef çok uzun bir dönem Suriye krizinden kaynaklanan sıkıntıların yükünü, Suriyeli siviller ile komşu ülkeler çekmek zorunda kalmıştır. Bir çok ülke krizin vehametini krizin etkileri kendi sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir. Artık bu kayıtsızlığa bir son verilmesi gerekiyor. İnisiyatif alınmadığı takdirde trajedi daha da kötüye gidecektir. Merkel 'Suriye rejimi bir çok insanın canını aldı' Kolay olmayan bir süreç olacaktır. İdlib konusunda eylül ayında böyle bir mutabakat yapıldığı için mutluluk duyuyorum. Dörtlü Suriye Zirvesi'nde Cemal Kaşıkçı ile ilgili sorulan soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçeride 18 tane tutuklu var. Bu 18 tutuklu ülkemize gelen kişilerdir. Böyle bir dağılımı var. Bu 18 kişiyi Türkiye’ye kimler gönderdi? Bunun cevabını Suudi yetkililerin vermesi gerekir. Suudi Arabistan’ın yetkili mercilerinden açıklama geldi. Türkiye'deki yerli işbirlikçilere cesedin teslim edildiğine dair bir şey söylendi. Yerli işbirlikçi kimdir? Bunu açıklamayı yapan kişi ya da kişiler ortaya koymalıdır" dedi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cemal Kaşıkçı ile ilgili sorulan soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merhum Cemal Kaşıkçı ile ilgili olarak ikili görüşmelerde bu konu ele alındı. Gerekli bilgileri kendilerine verdim. Daha önce de zaten istihbarat örgütlerimizle yapılmış olan bu konuda çeşitli bilgilendirmeler oldu. Bugün ikili görüşmeyle detaya girdim. Açık bir şekilde ifade ediyorum, şu anda uluslararası medyanın burada oluşu böyle bir cevabı gerektiriyor. İçeride 18 tane tutuklu var. Bu 18 tutuklu ülkemize gelen kişilerdir. Böyle bir dağılımı var. Bu 18 kişiyi Türkiye’ye kimler gönderdi? Bunun cevabını Suudi yetkililerin vermesi gerekir. Daha sonra Suudi Arabistan’ın yetkili mercilerinden açıklama geldi. Türkiye'deki yerli işbirlikçilere cesedin teslim edildiğine dair bir şey söylendi. Yerli işbirlikçi kimdir? Bunu açıklamayı yapan kişi ya da kişiler ortaya koymalıdır. Her türlü ceza alacaklarını söylüyorlar. Suç İstanbul'da işlenmiştir. Suudi Arabistan bu yargılamada kendileri bu işi yapmayacaklarsa bu yargılamayı bizim yapmaya hazır olduğumuzu dün Adalet Bakanlığı vasıtasıyla resmi kanallardan yaptık. Bunun cevabını bekleyeceğiz. Bunun yanında Suudi Arabistan başsavcısını yarın buraya gönderiyor. İstanbul başsavcımızla kendi yanındaki heyetiyle görüşmeler yapacaklar. Bu görüşmenin neticesinin önemsiyorum. Bu süreç içerisinde emniyet teşkilatımız bunun yanında istihbarat teşkilatı ve yargı teşkilatımızı hepsi yoğun çalışma içindeler. Bu çalışmalar bitmemiştir. Hâlâ bu çalışmalar devam ediyor" ifadelerini kullandı.   "Esed, bize göre muteber bir isim değildir"  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dörtlü Suriye Zirvesi'nde, "Esed’in durumunu belirleyecek irade Suriye halkının iradesidir. Esed, bize göre muteber bir isim değildir" dedi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  "Rusya Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyor"  Basın mensuplarının Beşar Esed rejimi hakkındaki sorusuna Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Siyasi süreç başlatılmalı, anayasa komitesi kurulmalı ve faaliyete başlamalıdır. Şu ya da bu şahsı görüşmedik bu zaten yapıcı olmaz. İdlib’le ilgili her şeyi zaten anlattım. Rusya Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyor. Kısa bir süre evvel İdlib bölgesinde Halep topçu ateşine tutuldu. Hava savunma sistemlerimiz üssün 50 tane insansız hava aracı vurdu. Türk partnerimizle bu konuda yaptığımız her şey hedeflere uyuyor. Biz İdlib bölgesine 15-20 kilometre silahlar ve terör örgütlerinden temizlemek istiyoruz. Bu çalışma tamamlanmadı Türkiye ile işbirliği yapmaya devam edeceğiz" şeklinde cevap verdi.  "Esed'in durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir"  Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Esed’in durum ne olacak? Her şeyden önce buradaki irade kişilere ait olan bir irade değildir. Esed'in durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir. İçeride ve dışarıdaki Suriye halkı onunla ilgili kararı verecektir. Bize göre Esed 1 milyona yakan vatandaşının hayatına kastetmiş insan konumundadır. Bize göre muteber bir konumda değildir. Yaşananlar ortadadır, hala oradaki katliamlar devam ediyor. Temennimiz bu süreç bitmiş olur ve Suriye’de insanlar hayatının nasıl devam edecek sorusuna cevap bulmuş oluruz. İdlib’te 3.5 milyon insan yaşıyor. Bu insanlar nereden geldiler. Halep’ten kaçarak o varil bombalarından kaçarak geldiler. Son dönemlerde İdlib’te de yaşam hakları ortadan kalktı. Oradan kaçacakları tek yer Türkiye kaçacakları yerdi. Zaten bizde 3.5 milyon insan yaşıyor. Yeni bir 3.5 milyon insan ne kadar kaçardı bilemiyoruz. Ama Putin’le yaptığımız görüşmelerde attığımız adımlarla İdlib sürecinde 10 maddelik muhtıra burada yeni bir süreç başlattı. Bu süreçle orada kalıcı ateşkesi sağladık. Ateşkesin devamı tabi ki orada yaşayan insanları rahatlattı. Yıkılan binalar gördüğümüzde onların altında kalan insanları gördüğümüzde siyasetçi olarak bunların nasıl bedel ödeyeceğiz diye düşünüyoruz. Suriye'nin kuzeyinden mülteci olarak gelmiş olanlarla ilgili olarak attığımız adımlar ortada. Şu anda onlara verdiğimiz destekler ortada. İnsani olarak destekleri vermeliyiz. İnsani olarak ne gibi destekler verebiliriz diye konuştuk. Bunların adımlarını attık" ifadelerini kullandı.  "Suriye halkı gelecek hakkında karar verecektir"  Suriye halkının gelecek hakkında karar vereceğini söyleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, "Suriye halkının tamamı gelecekte siyasi sistemle ilgili özgür seçimlerde kendileri karar vermelidir. Kaçmak zorunda kalan Suriyeliler de bu karara katılmalıdır. Suriye halkı gelecek hakkında karar verecektir. Suriye rejimi çok sayıda insanı öldürdü. Bu açıdan siyasi bir çözüm diyoruz ama bu kolay olmayacaktır. Uluslararası toplumun göğüslemesi gerecek. İdlip'te böyle bir yola girildiği için çok mutluluk duyuyorum. Biz bunu destekliyoruz. Milyonlarca insanin tehlikeye atılmasını istemiyoruz. Bu sürecin sürdürüleceğine inanıyorum. Son haftalar belirli hedeflere ulaşılacağını ortaya koydu" dedi.  "Suriye halkının egemenliğine saygı göstereceğiz"  Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise şunları söyledi:  "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediklerine katılıyorum. Suriye devletinin yapısıyla ilgili olarak bize karar vermek düşmez. Suriye halkının kendi geleceğini ortaya koyması için gerekli şartları ortaya koymaya yardımcı olabiliriz. Soçi'de verilen kararlar var. Bunlara anayasa komitesi dahil. Bu çok önemli. Burada egemen bir hükümet var buna saygı gösterilmeli ama buna uluslararası topluluğun baskısını göstererek. Soçi'de verilen kararlar doğrultusunda uluslararası topluluğun da söyleyeceği şeyler var. Önümüzdeki aylarda bu yönde hareket edeceğiz. Suriye halkının egemenliğine saygı göstereceğiz. Bu rejimin artık tüm Suriyelileri temsil etmediğini, çünkü Suriyeliler ülkelerine terk etti. Suriyelilerin oy verecek şartları oluşturmalıyız. Bizim talebimiz var. Bu halkın kendini özgür bir şekilde ifade etmesine yer vermek."  "AB olarak kendi ortak değerlerimizde gerekenlerin yapılacağını taahhüt etmek isterim"  Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemiş olduğu gibi Cemal Kaşıkçı ile ilgili konuyu ele aldık. Tabi ki Fransa Cumhurbaşkanı ile görüşmemizde Cemal Kaşıkçı ve kendisinin feci ölümüyle ilgili konuyu ele aldık. Federal hükümetin koalisyon anlaşmasıyla birlikte Yemen savaşı bakamından kesin bir politika sürdürdüğümüzü Suudi Arabistan'a silah ihracatının tarafımızdan yapılmadığı ve buna karşı karar aldığımızı söyledik. Bu ölümle ilgili kimlerin failler olduğunu ortaya çıkardıktan sonra AB olarak kendi ortak değerlerimizde gerekenlerin yapılacağını taahhüt etmek isterim" dedi.  "Yaptırımların tutarlı ve tam olması gerekiyor"  Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, "Bu korkunç cinayeti ele aldık. Kınıyoruz. Olan biteni kınıyoruz. Konuyla ilgili istihbarat paylaştık. Türkiye'nin de şimdiye kadar ki son derece önemli. Bir takım olgular söz konusu soruşturma konusuna kadar gitmeli. Sorumlulukların ortaya çıkarılması için sonuna kadar gidilmeli, yaptırımların tutarlı ve tam olması gerekiyor. Son derece somut ve orantılı olmalıdır. Bazı sektörlerle ilgili kalmamalı. Avrupa bir eş güdüm içinde hareket etmelidir" diye konuştu. “Rejimin hamileriyle birlikte İdlib’e yapacağı askeri harekat kabul edilemez”  Zirve sonrasında açıklamalarda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Amerikan halkı ile ilgili olarak taziye dileklerimi dile getirmek isterim. Sinagogda yaşanan saldırıdan dolayı onların yanındayız. Bu zirve Suriye meselesiyle ilgili olarak zaten mevcut olan formatların yaklaşmasını ortaya koydu. Zaten birkaç ay önce birlikte çalışmalıyız demiştik. Bir yıla aşkın sürede bu süreçlerin birbirlerine yaklaşması gerektiğini söylemiştim. Astana grubu üyeleri ve ABD ve diğer ülkeleri eş güdüm içinde hareket ediyoruz. Terör ile mücadele alanında devam edilen bir mücadele, bunun askeri ve siyasi öncelik olduğunu unutmamalıyız. Bu bağlamda terörle mücadele devam ederken aynı zamanda yapılacak askeri harekatların insani yardım konusunda saygı göstermesi gerektiğini unutmuyoruz. Bu da bizi İdlib’e götürüyor. Bu konuyla ilgili olarak biz açık bir şekilde söyledik, rejimin hamileriyle birlikte İdlib’e yapacağı bir askeri bir harekat, saldırı kesinlikle kabul edilemez olacaktır, insani konularla ilgili olarak. Burada Avrupa’nın, bölgenin ve Türkiye’nin istikrarı söz konusudur. Buradaki risk teröristlerin dağılması ve yeni sığınmacı dalgaların ortaya çıkması anlamına gelecektir” dedi.  “Kimyasal silah nerede kullanılırsa kullanılsın kabul edilemez”  İdlib’teki çalışmanın kalıcı ve sürdürülebilir olmasının önemine değinen Macron, “Rusya ve Türkiye birkaç hafta önce harfiyen yerine getirilmesi gereken mutabakata imza attılar. Bu konuyla ilgili teminatlar dile getirildi, biz de bunu sonuç bildirgesinde belirttik. İdlib’te kalıcı ateşkesin sürdürülmesi çok önemli. Türkiye Cumhurbaşkanının bu konuda yaptığı istihbarat paylaşımı ve insani yardım konularına katılıyoruz. Rusya’ya da Suriye’deki rejimi üzerinde baskı kurması konusunda güveniyoruz. Konuyla ilgili olarak bölgede ve dünyanın diğer bölgelerde kimyasal silahları kabul edilemez. Nerede kullanılırsa kullanılsın kabul edilemez” diye konuştu.  “Anayasa Komitesinin toplantısının yapılması hayati öneme sahip”  Suriye’de iki savaş olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Macron, “Siyasi süreç konusu Suriye’de iki savaş süregeliyor. Hep birlikte teröristlere karşı bir savaş var, tüm terör gruplarına karşı ve bir de Suriye rejiminin kendi muhaliflerine karşı çatışma ve bunun sonucu olarak milyonlarca sığınmacı var. Bunun siyasi çözüm bulunmasından geçiyoruz. Tüm Suriyelilerin ülkelerine dönmesi için çözüm gerekiyor. Biliyoruz ki rejim asker olarak fetih mantığında davranıyor bu da Suriye’nin istikrarı sağlayacak bir yaklaşım değil. Soçi toplantısından 10 ay sonra anayasa toplantısını yapmış değil. Sene sonuna kadar listelerin onaylanmasını ve toplantının yapılmasını istiyoruz. Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz hakkına sahip olmalı, şeffaf ve özgür seçimlerin uluslararası gözetim altında yapılmalıdır. Şu anda elle tutulur bir jest görmedik. Konuyla ilgili güçler konuyla ilgili mekanizmayı hayata geçirmeye çalışıyor, bugün de bunu yaptık. Anayasa Komitesinin bir an önce toplantısıyla ilgili toplantının bir an önce yapılmasının hayati öneme sahip olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.  “Siyasi çözüm getirilmediği sürece sığınmacıların ülkelerine dönüşleri inandırıcı ve kapsayıcı olamaz”  Mültecilerin geri dönüşleriyle ilgili konuşan Macron, “Mültecilerin geri dönüşü konuşunda Türkiye, Ürdün’ün ve Lübnan’ın çabalarını takdirle karşılıyorum. Bu ülkeler sorumluluklarını uzun yıllardır yerine getirerek Suriye’den kaçan ve başka ülkelere giden sığınmacıları ağırlıyorlar. Açık konuşmak gerek sığınmacıların geri dönmesi inandırıcı ve kapsayıcı olamaz. Siyasi bir çözüm getirilmediği sürece. Çünkü bu kişiler rejimin gaspından kaçıyorlar. Her birimizin İdlib ile ilgili olarak yaptıklarımızı ülkeyle ilgili yapmazsak bunun önüne geçemeyiz. Mülteciler konseyinin belirlediği şartlar dahilinde geri dönüşünü ancak onların geri dönüşü gerekli şartlar sağlandıktan sonra sağlanır. Güvenli, insan hassasiyetine uygun gönüllü alt yapıdan bahsediyorum. Bu zirve son derece yararlı bir aşama oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir daha teşekkür ediyorum. Bizlerin sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Birkaç milyon Suriyeliden bahsediyoruz. Aslında bütün bölgeyi ilgilendiriyor. Bugün görüştüğümüz konular önümüzdeki aylarda bizlere sorumluluk yüklüyor” ifadelerini kullandı. Putin: "İran olmadan bu konu çözülemez" Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Hem Suriye hükümeti ile hem de İran’daki partnerlerimizle istişareler yapmamız gerekiyor. İran bilindiği gibi Astana Sürecinin ve barış sürecinin garantörlerinden bir tanesidir. Çatışmasızlık bölgesinin yürürlükte faaliyette olmasının teminatçısıdır. İran olmadan bu konu çözülemez" dedi.  Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi saat 16.20 sıralarında başladı. Vahdettin Köşkü'nde gerçekleşen zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel katıldı. Liderler zirve öncesinde köşkü gezerek aile fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 3 saat süren zirvenin ardından liderler ortak basın toplantısı düzenledi.  Zirve sonrasında açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “4’lü formatta yapmış olduğumuz görüşmelerimiz işe dayalı bir atmosfer içerisinde gerçekleşti. Ben meslektaşlarımın görüşlerine katılıyorum. Türkiye’nin yönetimini bu ortak çalışmayı yürüttükleri için teşekkür ediyorum. Suriye meselesindeki ilkesel konularla ilgili yaklaşımlarımız konusunda bir çalışma yapıldı. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa ilerde de Suriye Arap Cumhuriyetindeki durumun normalleşmesi doğrultusunda el ele çalışmaya devam edecektir. Bu konuda bir ortak bildiri kabul etmiştir. Suriyeliler arasında diyaloğun başlatılması ve gerekli reformlarının yapılması gerektiği kanaatindedir. Bunun için elverişli şartlar sağlandı. Rusya’nın, Türkiye'nin ve İran’ın Astana formatı çevresinde yürüttükleri faaliyetler sayesinde Suriye topraklarının büyük bir bölümü teröristlerden arındırıldı. Ülke adım adım barışa doğru ilerliyor. Suriye'de sürdürülebilir barış ve istikrar sadece siyasi ve diplomatik yollarla mümkün olabilir" şeklinde konuştu.  Rusya Devlet Başkanı Putin, sözlerine şöyle devam etti:  "Suriyeliler kendi kararlarını kendileri tayin etmelidirler. Astana formatı dar gruplarla çabalarını birleştirme konusunu bu yönde görüştük. İşte bu Suriye'deki siyasi sürecin daha hızlı ilerlemesine ve yapıcı bir tavır sergileyen Suriye temsilcilerini bu sürece dahil etmeye vesile olacak. Öncelikle Cenevre'den yasal komitenin çalışmalarına başlamamız gerekiyor. Gelecekteki Suriye devlet yapısını görüşecek bu kurum. Soçi'de ulusal Suriye kongresinde alınan kararlar da dikkate alınmalıdır. Bu komite tüm Suriye ve toplumun tüm katmanları tarafından meşru olarak tanınmalıdır. Ancak bu şekilde bu kurum hem işler hale gelecektir ve hem de verimli olacaktır. Çoktandır ihtiyaç duyulan anayasal reformu yapabilecektir. Bu da Suriye'deki devleti daha güçlü hale getirecektir ve Suriye toplumunu birleştirecektir. Dolayısıyla bizi son derece ciddi ve titiz bir çalışma bekliyor. Bu çalışmayı kaliteli bir şekilde yürütmemiz lazım. Rusya Astana sürecinin garantör ülkesi olarak bu çalışmaya katılacak. Suriye'deki şiddet oranı ciddi ölçüde azaltıldı fakat orada biriken radikal unsurların yine de temizlenmesi gerekiyor. Savaş tecrübesini elde eden bu caniler bizim ülkelerimizde sessizce taraftarlarını devşirilebilir aşırılıkçı ideolojilerini topluma aşılayabilir, bu kabul edilmez bir şeydir. Erdoğan'la bizim Avrupalı meslektaşlarımızı Rus - Türk muhtırasını hayata geçirilmesiyle ilgili bilgilendirdik. Orada silahsızlandırılmış bölgenin oluşturulmasının, çatışmazlık bölgesi gibi geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz. Kısa bir süre içerisinde Türkiye'nin bu silahsızlanmış olan bölgeden hem muhaliflerin hem de ağır silahların çekilmesi için çabalar sarf edeceklerini ümit ediyoruz. Bizim Türk partnerlerimiz bunun için zaten elinden geleni yapıyor. Radikal unsurlar İdlib bölgesinden silahlı saldırılarda bulunacaklarsa Rusya bu durumda Arap hükümetinin bu terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına kararlı bir şekilde yardımcı olacaktır."  Basın mensubunun bir sorusu üzerine konuşmasını sürdüren Putin, "Ben sizlere metodları sayacak olursam herhalde bu yapıcı olmaz bu çalışmanın ilerlemesi için sakin ve saygın bir şekilde yürütülmelidir. Suriye’nin meşru hükümetine saygı duyulmalıdır. Herkes bu arada Suriye rejimi diyor, benim elimdeki kağıtta Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ibaresi kullanılıyor. Suriye’nin meşru hükümetine saygı duymaktan yola çıkarak, muhalefetle belirli bir diyalog kurmak maksadıyla, biz her zaman Suriye Hükümetine böyle bir yapıcı diyaloga çağırıyoruz. Bugünkü sonuç bildirgesine de esas alarak biz sene sonuna kadar ilgili şartlar oluşursa Anayasa Komitesi tamamen oluşturulacak ve faaliyetlere başlayacaktır. Soçi’de Suriye ulusal diyalog kongresinde Anayasa Komitesinin oluşturulması kararı alındı. Ondan sonra hem muhalefetle hem de Cumhurbaşkanı Esad’la anlaşabildik. İki kısmı oluşturuldu. Suriye Hükümeti ve muhalifler adına iki ayrı liste hazırlandı. Şimdi 3. Listeyi hazırlıyoruz. Bu STK’ları temsil ediyor. Bu çalışma kolay değil, her taraf güvendikleri isimleri katmaya çalışıyor. Fakat bu kuruma güven oluşmazsa verimli bir şekilde çalışamaz. Hem Suriye hükümeti ile hem de İran’daki partnerlerimizle istişareler yapmamız gerekiyor. İran bilindiği gibi Astana Sürecinin ve barış sürecinin garantörlerinden bir tanesidir. Çatışmasızlık bölgesinin yürürlükte faaliyette olmasının teminatçısıdır. İran olmadan bu konu çözülemez" diye konuştu.   (iha)
İstanbul'daki tarihi zirve sona erdi. Dörtlü Suriye Zirvesi'nin ardından Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron ortak basın toplantısı düzenledi.

Tarihi zirvenin ardından ilk açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapıyor... İşte Erdoğan'ın sözleri:

"Sayın Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Macron, Şansölye Merkel ve BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum.

Toplantımızın ve aldığımız kararların Suriyeli kardeşlerim için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması hedefimiz var. Ayrıca Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda siyasi çözüme ulaşılmasını ve istikrarın sağlanması noktasında neler yapılabilir? Bunları etraflıca ele alma fırsatı bulduk.

Uluslararası toplum meseleyi yeterince sahiplenmedi. Maalesef çok uzun bir dönem Suriye krizinden kaynaklanan sıkıntıların yükünü, Suriyeli siviller ile komşu ülkeler çekmek zorunda kalmıştır. Bir çok ülke krizin vehametini krizin etkileri kendi sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir. Artık bu kayıtsızlığa bir son verilmesi gerekiyor. İnisiyatif alınmadığı takdirde trajedi daha da kötüye gidecektir.

Merkel ' Suriye rejimi bir çok insanın canını aldı'
Kolay olmayan bir süreç olacaktır. İdlib konusunda eylül ayında böyle bir mutabakat yapıldığı için mutluluk duyuyorum.

Dörtlü Suriye Zirvesi'nde Cemal Kaşıkçı ile ilgili sorulan soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçeride 18 tane tutuklu var. Bu 18 tutuklu ülkemize gelen kişilerdir. Böyle bir dağılımı var. Bu 18 kişiyi Türkiye’ye kimler gönderdi? Bunun cevabını Suudi yetkililerin vermesi gerekir. Suudi Arabistan’ın yetkili mercilerinden açıklama geldi. Türkiye'deki yerli işbirlikçilere cesedin teslim edildiğine dair bir şey söylendi. Yerli işbirlikçi kimdir? Bunu açıklamayı yapan kişi ya da kişiler ortaya koymalıdır" dedi. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cemal Kaşıkçı ile ilgili sorulan soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merhum Cemal Kaşıkçı ile ilgili olarak ikili görüşmelerde bu konu ele alındı. Gerekli bilgileri kendilerine verdim. Daha önce de zaten istihbarat örgütlerimizle yapılmış olan bu konuda çeşitli bilgilendirmeler oldu. Bugün ikili görüşmeyle detaya girdim. Açık bir şekilde ifade ediyorum, şu anda uluslararası medyanın burada oluşu böyle bir cevabı gerektiriyor. İçeride 18 tane tutuklu var. Bu 18 tutuklu ülkemize gelen kişilerdir. Böyle bir dağılımı var. Bu 18 kişiyi Türkiye’ye kimler gönderdi? Bunun cevabını Suudi yetkililerin vermesi gerekir. Daha sonra Suudi Arabistan’ın yetkili mercilerinden açıklama geldi. Türkiye'deki yerli işbirlikçilere cesedin teslim edildiğine dair bir şey söylendi. Yerli işbirlikçi kimdir? Bunu açıklamayı yapan kişi ya da kişiler ortaya koymalıdır. Her türlü ceza alacaklarını söylüyorlar. Suç İstanbul'da işlenmiştir. Suudi Arabistan bu yargılamada kendileri bu işi yapmayacaklarsa bu yargılamayı bizim yapmaya hazır olduğumuzu dün Adalet Bakanlığı vasıtasıyla resmi kanallardan yaptık. Bunun cevabını bekleyeceğiz. Bunun yanında Suudi Arabistan başsavcısını yarın buraya gönderiyor. İstanbul başsavcımızla kendi yanındaki heyetiyle görüşmeler yapacaklar. Bu görüşmenin neticesinin önemsiyorum. Bu süreç içerisinde emniyet teşkilatımız bunun yanında istihbarat teşkilatı ve yargı teşkilatımızı hepsi yoğun çalışma içindeler. Bu çalışmalar bitmemiştir. Hâlâ bu çalışmalar devam ediyor" ifadelerini kullandı. 

 "Esed, bize göre muteber bir isim değildir" 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dörtlü Suriye Zirvesi'nde, "Esed’in durumunu belirleyecek irade Suriye halkının iradesidir. Esed, bize göre muteber bir isim değildir" dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

"Rusya Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyor" 
Basın mensuplarının Beşar Esed rejimi hakkındaki sorusuna Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Siyasi süreç başlatılmalı, anayasa komitesi kurulmalı ve faaliyete başlamalıdır. Şu ya da bu şahsı görüşmedik bu zaten yapıcı olmaz. İdlib’le ilgili her şeyi zaten anlattım. Rusya Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyor. Kısa bir süre evvel İdlib bölgesinde Halep topçu ateşine tutuldu. Hava savunma sistemlerimiz üssün 50 tane insansız hava aracı vurdu. Türk partnerimizle bu konuda yaptığımız her şey hedeflere uyuyor. Biz İdlib bölgesine 15-20 kilometre silahlar ve terör örgütlerinden temizlemek istiyoruz. Bu çalışma tamamlanmadı Türkiye ile işbirliği yapmaya devam edeceğiz" şeklinde cevap verdi. 

"Esed'in durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir" 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Esed’in durum ne olacak? Her şeyden önce buradaki irade kişilere ait olan bir irade değildir. Esed'in durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir. İçeride ve dışarıdaki Suriye halkı onunla ilgili kararı verecektir. Bize göre Esed 1 milyona yakan vatandaşının hayatına kastetmiş insan konumundadır. Bize göre muteber bir konumda değildir. Yaşananlar ortadadır, hala oradaki katliamlar devam ediyor. Temennimiz bu süreç bitmiş olur ve Suriye’de insanlar hayatının nasıl devam edecek sorusuna cevap bulmuş oluruz. İdlib’te 3.5 milyon insan yaşıyor. Bu insanlar nereden geldiler. Halep’ten kaçarak o varil bombalarından kaçarak geldiler. Son dönemlerde İdlib’te de yaşam hakları ortadan kalktı. Oradan kaçacakları tek yer Türkiye kaçacakları yerdi. Zaten bizde 3.5 milyon insan yaşıyor. Yeni bir 3.5 milyon insan ne kadar kaçardı bilemiyoruz. Ama Putin’le yaptığımız görüşmelerde attığımız adımlarla İdlib sürecinde 10 maddelik muhtıra burada yeni bir süreç başlattı. Bu süreçle orada kalıcı ateşkesi sağladık. Ateşkesin devamı tabi ki orada yaşayan insanları rahatlattı. Yıkılan binalar gördüğümüzde onların altında kalan insanları gördüğümüzde siyasetçi olarak bunların nasıl bedel ödeyeceğiz diye düşünüyoruz. Suriye'nin kuzeyinden mülteci olarak gelmiş olanlarla ilgili olarak attığımız adımlar ortada. Şu anda onlara verdiğimiz destekler ortada. İnsani olarak destekleri vermeliyiz. İnsani olarak ne gibi destekler verebiliriz diye konuştuk. Bunların adımlarını attık" ifadelerini kullandı. 

" Suriye halkı gelecek hakkında karar verecektir" 
Suriye halkının gelecek hakkında karar vereceğini söyleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, " Suriye halkının tamamı gelecekte siyasi sistemle ilgili özgür seçimlerde kendileri karar vermelidir. Kaçmak zorunda kalan Suriyeliler de bu karara katılmalıdır. Suriye halkı gelecek hakkında karar verecektir. Suriye rejimi çok sayıda insanı öldürdü. Bu açıdan siyasi bir çözüm diyoruz ama bu kolay olmayacaktır. Uluslararası toplumun göğüslemesi gerecek. İdlip'te böyle bir yola girildiği için çok mutluluk duyuyorum. Biz bunu destekliyoruz. Milyonlarca insanin tehlikeye atılmasını istemiyoruz. Bu sürecin sürdürüleceğine inanıyorum. Son haftalar belirli hedeflere ulaşılacağını ortaya koydu" dedi. 

" Suriye halkının egemenliğine saygı göstereceğiz" 
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise şunları söyledi: 
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediklerine katılıyorum. Suriye devletinin yapısıyla ilgili olarak bize karar vermek düşmez. Suriye halkının kendi geleceğini ortaya koyması için gerekli şartları ortaya koymaya yardımcı olabiliriz. Soçi'de verilen kararlar var. Bunlara anayasa komitesi dahil. Bu çok önemli. Burada egemen bir hükümet var buna saygı gösterilmeli ama buna uluslararası topluluğun baskısını göstererek. Soçi'de verilen kararlar doğrultusunda uluslararası topluluğun da söyleyeceği şeyler var. Önümüzdeki aylarda bu yönde hareket edeceğiz. Suriye halkının egemenliğine saygı göstereceğiz. Bu rejimin artık tüm Suriyelileri temsil etmediğini, çünkü Suriyeliler ülkelerine terk etti. Suriyelilerin oy verecek şartları oluşturmalıyız. Bizim talebimiz var. Bu halkın kendini özgür bir şekilde ifade etmesine yer vermek." 


"AB olarak kendi ortak değerlerimizde gerekenlerin yapılacağını taahhüt etmek isterim" 
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemiş olduğu gibi Cemal Kaşıkçı ile ilgili konuyu ele aldık. Tabi ki Fransa Cumhurbaşkanı ile görüşmemizde Cemal Kaşıkçı ve kendisinin feci ölümüyle ilgili konuyu ele aldık. Federal hükümetin koalisyon anlaşmasıyla birlikte Yemen savaşı bakamından kesin bir politika sürdürdüğümüzü Suudi Arabistan'a silah ihracatının tarafımızdan yapılmadığı ve buna karşı karar aldığımızı söyledik. Bu ölümle ilgili kimlerin failler olduğunu ortaya çıkardıktan sonra AB olarak kendi ortak değerlerimizde gerekenlerin yapılacağını taahhüt etmek isterim" dedi. 

"Yaptırımların tutarlı ve tam olması gerekiyor" 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, "Bu korkunç cinayeti ele aldık. Kınıyoruz. Olan biteni kınıyoruz. Konuyla ilgili istihbarat paylaştık. Türkiye'nin de şimdiye kadar ki son derece önemli. Bir takım olgular söz konusu soruşturma konusuna kadar gitmeli. Sorumlulukların ortaya çıkarılması için sonuna kadar gidilmeli, yaptırımların tutarlı ve tam olması gerekiyor. Son derece somut ve orantılı olmalıdır. Bazı sektörlerle ilgili kalmamalı. Avrupa bir eş güdüm içinde hareket etmelidir" diye konuştu.

“Rejimin hamileriyle birlikte İdlib’e yapacağı askeri harekat kabul edilemez” 
Zirve sonrasında açıklamalarda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Amerikan halkı ile ilgili olarak taziye dileklerimi dile getirmek isterim. Sinagogda yaşanan saldırıdan dolayı onların yanındayız. Bu zirve Suriye meselesiyle ilgili olarak zaten mevcut olan formatların yaklaşmasını ortaya koydu. Zaten birkaç ay önce birlikte çalışmalıyız demiştik. Bir yıla aşkın sürede bu süreçlerin birbirlerine yaklaşması gerektiğini söylemiştim. Astana grubu üyeleri ve ABD ve diğer ülkeleri eş güdüm içinde hareket ediyoruz. Terör ile mücadele alanında devam edilen bir mücadele, bunun askeri ve siyasi öncelik olduğunu unutmamalıyız. Bu bağlamda terörle mücadele devam ederken aynı zamanda yapılacak askeri harekatların insani yardım konusunda saygı göstermesi gerektiğini unutmuyoruz. Bu da bizi İdlib’e götürüyor. Bu konuyla ilgili olarak biz açık bir şekilde söyledik, rejimin hamileriyle birlikte İdlib’e yapacağı bir askeri bir harekat, saldırı kesinlikle kabul edilemez olacaktır, insani konularla ilgili olarak. Burada Avrupa’nın, bölgenin ve Türkiye’nin istikrarı söz konusudur. Buradaki risk teröristlerin dağılması ve yeni sığınmacı dalgaların ortaya çıkması anlamına gelecektir” dedi. 

“Kimyasal silah nerede kullanılırsa kullanılsın kabul edilemez” 
İdlib’teki çalışmanın kalıcı ve sürdürülebilir olmasının önemine değinen Macron, “Rusya ve Türkiye birkaç hafta önce harfiyen yerine getirilmesi gereken mutabakata imza attılar. Bu konuyla ilgili teminatlar dile getirildi, biz de bunu sonuç bildirgesinde belirttik. İdlib’te kalıcı ateşkesin sürdürülmesi çok önemli. Türkiye Cumhurbaşkanının bu konuda yaptığı istihbarat paylaşımı ve insani yardım konularına katılıyoruz. Rusya’ya da Suriye’deki rejimi üzerinde baskı kurması konusunda güveniyoruz. Konuyla ilgili olarak bölgede ve dünyanın diğer bölgelerde kimyasal silahları kabul edilemez. Nerede kullanılırsa kullanılsın kabul edilemez” diye konuştu. 

“Anayasa Komitesinin toplantısının yapılması hayati öneme sahip” 
Suriye’de iki savaş olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Macron, “Siyasi süreç konusu Suriye’de iki savaş süregeliyor. Hep birlikte teröristlere karşı bir savaş var, tüm terör gruplarına karşı ve bir de Suriye rejiminin kendi muhaliflerine karşı çatışma ve bunun sonucu olarak milyonlarca sığınmacı var. Bunun siyasi çözüm bulunmasından geçiyoruz. Tüm Suriyelilerin ülkelerine dönmesi için çözüm gerekiyor. Biliyoruz ki rejim asker olarak fetih mantığında davranıyor bu da Suriye’nin istikrarı sağlayacak bir yaklaşım değil. Soçi toplantısından 10 ay sonra anayasa toplantısını yapmış değil. Sene sonuna kadar listelerin onaylanmasını ve toplantının yapılmasını istiyoruz. Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz hakkına sahip olmalı, şeffaf ve özgür seçimlerin uluslararası gözetim altında yapılmalıdır. Şu anda elle tutulur bir jest görmedik. Konuyla ilgili güçler konuyla ilgili mekanizmayı hayata geçirmeye çalışıyor, bugün de bunu yaptık. Anayasa Komitesinin bir an önce toplantısıyla ilgili toplantının bir an önce yapılmasının hayati öneme sahip olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu. 

“Siyasi çözüm getirilmediği sürece sığınmacıların ülkelerine dönüşleri inandırıcı ve kapsayıcı olamaz” 
Mültecilerin geri dönüşleriyle ilgili konuşan Macron, “Mültecilerin geri dönüşü konuşunda Türkiye, Ürdün’ün ve Lübnan’ın çabalarını takdirle karşılıyorum. Bu ülkeler sorumluluklarını uzun yıllardır yerine getirerek Suriye’den kaçan ve başka ülkelere giden sığınmacıları ağırlıyorlar. Açık konuşmak gerek sığınmacıların geri dönmesi inandırıcı ve kapsayıcı olamaz. Siyasi bir çözüm getirilmediği sürece. Çünkü bu kişiler rejimin gaspından kaçıyorlar. Her birimizin İdlib ile ilgili olarak yaptıklarımızı ülkeyle ilgili yapmazsak bunun önüne geçemeyiz. Mülteciler konseyinin belirlediği şartlar dahilinde geri dönüşünü ancak onların geri dönüşü gerekli şartlar sağlandıktan sonra sağlanır. Güvenli, insan hassasiyetine uygun gönüllü alt yapıdan bahsediyorum. Bu zirve son derece yararlı bir aşama oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir daha teşekkür ediyorum. Bizlerin sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Birkaç milyon Suriyeliden bahsediyoruz. Aslında bütün bölgeyi ilgilendiriyor. Bugün görüştüğümüz konular önümüzdeki aylarda bizlere sorumluluk yüklüyor” ifadelerini kullandı.

Putin: "İran olmadan bu konu çözülemez"

Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Hem Suriye hükümeti ile hem de İran’daki partnerlerimizle istişareler yapmamız gerekiyor. İran bilindiği gibi Astana Sürecinin ve barış sürecinin garantörlerinden bir tanesidir. Çatışmasızlık bölgesinin yürürlükte faaliyette olmasının teminatçısıdır. İran olmadan bu konu çözülemez" dedi. 
Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi saat 16.20 sıralarında başladı. Vahdettin Köşkü'nde gerçekleşen zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel katıldı. Liderler zirve öncesinde köşkü gezerek aile fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 3 saat süren zirvenin ardından liderler ortak basın toplantısı düzenledi. 
Zirve sonrasında açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “4’lü formatta yapmış olduğumuz görüşmelerimiz işe dayalı bir atmosfer içerisinde gerçekleşti. Ben meslektaşlarımın görüşlerine katılıyorum. Türkiye’nin yönetimini bu ortak çalışmayı yürüttükleri için teşekkür ediyorum. Suriye meselesindeki ilkesel konularla ilgili yaklaşımlarımız konusunda bir çalışma yapıldı. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa ilerde de Suriye Arap Cumhuriyetindeki durumun normalleşmesi doğrultusunda el ele çalışmaya devam edecektir. Bu konuda bir ortak bildiri kabul etmiştir. Suriyeliler arasında diyaloğun başlatılması ve gerekli reformlarının yapılması gerektiği kanaatindedir. Bunun için elverişli şartlar sağlandı. Rusya’nın, Türkiye'nin ve İran’ın Astana formatı çevresinde yürüttükleri faaliyetler sayesinde Suriye topraklarının büyük bir bölümü teröristlerden arındırıldı. Ülke adım adım barışa doğru ilerliyor. Suriye'de sürdürülebilir barış ve istikrar sadece siyasi ve diplomatik yollarla mümkün olabilir" şeklinde konuştu. 
Rusya Devlet Başkanı Putin, sözlerine şöyle devam etti: 
"Suriyeliler kendi kararlarını kendileri tayin etmelidirler. Astana formatı dar gruplarla çabalarını birleştirme konusunu bu yönde görüştük. İşte bu Suriye'deki siyasi sürecin daha hızlı ilerlemesine ve yapıcı bir tavır sergileyen Suriye temsilcilerini bu sürece dahil etmeye vesile olacak. Öncelikle Cenevre'den yasal komitenin çalışmalarına başlamamız gerekiyor. Gelecekteki Suriye devlet yapısını görüşecek bu kurum. Soçi'de ulusal Suriye kongresinde alınan kararlar da dikkate alınmalıdır. Bu komite tüm Suriye ve toplumun tüm katmanları tarafından meşru olarak tanınmalıdır. Ancak bu şekilde bu kurum hem işler hale gelecektir ve hem de verimli olacaktır. Çoktandır ihtiyaç duyulan anayasal reformu yapabilecektir. Bu da Suriye'deki devleti daha güçlü hale getirecektir ve Suriye toplumunu birleştirecektir. Dolayısıyla bizi son derece ciddi ve titiz bir çalışma bekliyor. Bu çalışmayı kaliteli bir şekilde yürütmemiz lazım. Rusya Astana sürecinin garantör ülkesi olarak bu çalışmaya katılacak. Suriye'deki şiddet oranı ciddi ölçüde azaltıldı fakat orada biriken radikal unsurların yine de temizlenmesi gerekiyor. Savaş tecrübesini elde eden bu caniler bizim ülkelerimizde sessizce taraftarlarını devşirilebilir aşırılıkçı ideolojilerini topluma aşılayabilir, bu kabul edilmez bir şeydir. Erdoğan'la bizim Avrupalı meslektaşlarımızı Rus - Türk muhtırasını hayata geçirilmesiyle ilgili bilgilendirdik. Orada silahsızlandırılmış bölgenin oluşturulmasının, çatışmazlık bölgesi gibi geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz. Kısa bir süre içerisinde Türkiye'nin bu silahsızlanmış olan bölgeden hem muhaliflerin hem de ağır silahların çekilmesi için çabalar sarf edeceklerini ümit ediyoruz. Bizim Türk partnerlerimiz bunun için zaten elinden geleni yapıyor. Radikal unsurlar İdlib bölgesinden silahlı saldırılarda bulunacaklarsa Rusya bu durumda Arap hükümetinin bu terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına kararlı bir şekilde yardımcı olacaktır." 
Basın mensubunun bir sorusu üzerine konuşmasını sürdüren Putin, "Ben sizlere metodları sayacak olursam herhalde bu yapıcı olmaz bu çalışmanın ilerlemesi için sakin ve saygın bir şekilde yürütülmelidir. Suriye’nin meşru hükümetine saygı duyulmalıdır. Herkes bu arada Suriye rejimi diyor, benim elimdeki kağıtta Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ibaresi kullanılıyor. Suriye’nin meşru hükümetine saygı duymaktan yola çıkarak, muhalefetle belirli bir diyalog kurmak maksadıyla, biz her zaman Suriye Hükümetine böyle bir yapıcı diyaloga çağırıyoruz. Bugünkü sonuç bildirgesine de esas alarak biz sene sonuna kadar ilgili şartlar oluşursa Anayasa Komitesi tamamen oluşturulacak ve faaliyetlere başlayacaktır. Soçi’de Suriye ulusal diyalog kongresinde Anayasa Komitesinin oluşturulması kararı alındı. Ondan sonra hem muhalefetle hem de Cumhurbaşkanı Esad’la anlaşabildik. İki kısmı oluşturuldu. Suriye Hükümeti ve muhalifler adına iki ayrı liste hazırlandı. Şimdi 3. Listeyi hazırlıyoruz. Bu STK’ları temsil ediyor. Bu çalışma kolay değil, her taraf güvendikleri isimleri katmaya çalışıyor. Fakat bu kuruma güven oluşmazsa verimli bir şekilde çalışamaz. Hem Suriye hükümeti ile hem de İran’daki partnerlerimizle istişareler yapmamız gerekiyor. İran bilindiği gibi Astana Sürecinin ve barış sürecinin garantörlerinden bir tanesidir. Çatışmasızlık bölgesinin yürürlükte faaliyette olmasının teminatçısıdır. İran olmadan bu konu çözülemez" diye konuştu.

 

(iha)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.