deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal

Rahim ağzı kanseri aşı ile önlenebiliyor

Yaşam 22.01.2021 - 10:04, Güncelleme: 22.01.2021 - 10:04
 

Rahim ağzı kanseri aşı ile önlenebiliyor

Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rahim ağzı kanserlerinin aşı ile önlenebildiğini söyledi..
Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rahim ağzı kanserine HPV (Human Popullama Virüsü) olarak bilinen virüs ailesinin neden olduğunu belirterek, “Onlarla türü bulunan HPV’nin özellikle 16 ve 18 olarak bilinen tipleri, bu kanser türünün büyük bir kısmından sorumlu tutuluyor. Kadınlar bu virüsü özellikle cinsel yaşamın ilk yıllarında, çoğunlukla 20’li yaşlarda alıyor. Bu virüs erkeklerde de benzer oranlarda görülüyor ancak hastalık yapma riski çok düşük” diye konuştu. HPV’yi alan genç kadınların yaklaşık yüzde 80’inde vücudun doğal savunma sistemi sayesinde birkaç yılda virüsü temizlendiğini 30’lu yaşlarda hala virüsü taşıyanların kanser için asıl risk grubunu oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Vardar, şöyle devam etti: “Kanser birdenbire oluşmaz. Mikrobun alınmasından ortalama 5-15 yıllık bir süre sonra hastalık ortaya çıkar. Yani erken dönemde riskli kadınları yakalayabilmek için uzun bir zamana sahibiz. Tanı yöntemleri sayesinde cinsel yolla bulaşan bu virüslerin ve neden oldukları hücre değişikliklerinin fark edilmesi ve kanserin önlenmesi mümkün.” Erken evrede belirti vermiyor Özellikle ilk evrelerde belirti vermeden ilerleyen rahim ağzı kanserinin kimi zaman kanama, vajende doluluk ya da kitle hissi, akıntı ya da ağrılı cinsel ilişki gibi şikayetlerle kendini gösterdiğini kaydeden Vardar, “Rahim ağzından alınan akıntı örneklerinin incelendiği PAP smear testi erken tanı konusunda büyük önem taşıyor. Vajenden alınan bir akıntı örneğinde kadının HPV taşıyıp taşımadığını, taşıyorsa hangi tiplerini taşıdığını anlayabiliyoruz. Bunun sonucunda ileriki yıllar için yüksek riskli kadınları ayırt edebiliyoruz. Bu teknoloji sonucunda virüsü taşımayan kadınların smear taramalarının süresi de uzuyor. Bir kadın HPV taşımıyorsa 5 yılda bir smear aldırması yeterli oluyor” dedi. Aşı ile yüzde 90 korunma Rahim ağzı kanser aşısının geliştirilerek tüm dünyada yaygın şekilde kullanılmaya başlandığını, bu aşıların özellikle henüz virüsü almamış gençler için gerekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, “Bu aşılar tedavi edici değildir. Aşının etkin olabilmesi için kişinin virüs ile karşılaşmamış olması gereklidir. Önce 2’li ve 4’lü aşılar piyasa sürüldü, bugün 9’lu aşılar üretildi. Yani virüsün en tehlikeli 9 tipine karşı koruma sağlayan aşılar var artık. Henüz Türkiye’de bulunmayan bu 9’lu aşılar ile rahim ağzı kanserinden yüzde 90 oranında korunmak mümkün hale geldi” şeklinde konuştu. Düzenli kontrol ihmal edilmemeli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rahim ağzı kanserinin tedavi yöntemlerinin cerrahi ve radyoterapi olarak ikiye ayrıldığını belirterek, “Erken aşamada yakalandığında küçük müdahalelerle hayat kurtarmak mümkün iken ileri aşamalarda çok ölümcül bir hastalıkla karşı karşıyayız. Bunu önlemek için tek yapmamız gereken düzenli kontrol” dedi. Erdem TALAYHAN / İçerik Editörü erdem@sakinca.com @sakinca_dunya    
Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rahim ağzı kanserlerinin aşı ile önlenebildiğini söyledi..

Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rahim ağzı kanserine HPV (Human Popullama Virüsü) olarak bilinen virüs ailesinin neden olduğunu belirterek, “Onlarla türü bulunan HPV’nin özellikle 16 ve 18 olarak bilinen tipleri, bu kanser türünün büyük bir kısmından sorumlu tutuluyor. Kadınlar bu virüsü özellikle cinsel yaşamın ilk yıllarında, çoğunlukla 20’li yaşlarda alıyor. Bu virüs erkeklerde de benzer oranlarda görülüyor ancak hastalık yapma riski çok düşük” diye konuştu.
HPV’yi alan genç kadınların yaklaşık yüzde 80’inde vücudun doğal savunma sistemi sayesinde birkaç yılda virüsü temizlendiğini 30’lu yaşlarda hala virüsü taşıyanların kanser için asıl risk grubunu oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Vardar, şöyle devam etti:
“Kanser birdenbire oluşmaz. Mikrobun alınmasından ortalama 5-15 yıllık bir süre sonra hastalık ortaya çıkar. Yani erken dönemde riskli kadınları yakalayabilmek için uzun bir zamana sahibiz. Tanı yöntemleri sayesinde cinsel yolla bulaşan bu virüslerin ve neden oldukları hücre değişikliklerinin fark edilmesi ve kanserin önlenmesi mümkün.”

Erken evrede belirti vermiyor
Özellikle ilk evrelerde belirti vermeden ilerleyen rahim ağzı kanserinin kimi zaman kanama, vajende doluluk ya da kitle hissi, akıntı ya da ağrılı cinsel ilişki gibi şikayetlerle kendini gösterdiğini kaydeden Vardar, “Rahim ağzından alınan akıntı örneklerinin incelendiği PAP smear testi erken tanı konusunda büyük önem taşıyor. Vajenden alınan bir akıntı örneğinde kadının HPV taşıyıp taşımadığını, taşıyorsa hangi tiplerini taşıdığını anlayabiliyoruz. Bunun sonucunda ileriki yıllar için yüksek riskli kadınları ayırt edebiliyoruz. Bu teknoloji sonucunda virüsü taşımayan kadınların smear taramalarının süresi de uzuyor. Bir kadın HPV taşımıyorsa 5 yılda bir smear aldırması yeterli oluyor” dedi.

Aşı ile yüzde 90 korunma
Rahim ağzı kanser aşısının geliştirilerek tüm dünyada yaygın şekilde kullanılmaya başlandığını, bu aşıların özellikle henüz virüsü almamış gençler için gerekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, “Bu aşılar tedavi edici değildir. Aşının etkin olabilmesi için kişinin virüs ile karşılaşmamış olması gereklidir. Önce 2’li ve 4’lü aşılar piyasa sürüldü, bugün 9’lu aşılar üretildi. Yani virüsün en tehlikeli 9 tipine karşı koruma sağlayan aşılar var artık. Henüz Türkiye’de bulunmayan bu 9’lu aşılar ile rahim ağzı kanserinden yüzde 90 oranında korunmak mümkün hale geldi” şeklinde konuştu.

Düzenli kontrol ihmal edilmemeli
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rahim ağzı kanserinin tedavi yöntemlerinin cerrahi ve radyoterapi olarak ikiye ayrıldığını belirterek, “Erken aşamada yakalandığında küçük müdahalelerle hayat kurtarmak mümkün iken ileri aşamalarda çok ölümcül bir hastalıkla karşı karşıyayız. Bunu önlemek için tek yapmamız gereken düzenli kontrol” dedi.

Erdem TALAYHAN / İçerik Editörü
erdem@sakinca.com
@sakinca_dunya

 


 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.