deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

“Otizmi yok saymayın, farkında olun”

Yaşam 02.04.2021 - 10:14, Güncelleme: 02.04.2021 - 10:14
 

“Otizmi yok saymayın, farkında olun”

Her 54 çocuğun ortalama 1’inde otizm görüldüğünü belirten Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Emin Çağlar, “Otizmi olan çocukların hepsi aynı şiddette otizme sahip değildir.
Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç olmaması ve tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça hafif olabilir. Otizmin farkında olmak, yok saymamak ilk basamaktır. Otizmi yok saymayın, farkında olun” dedi. Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Emin Çağlar, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününe ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Çağlar, otizmin erken çocukluk döneminde (okul öncesi), belirtilerin gözlendiği önemli bir nörogelişimsel bozukluk olduğuna değinerek, “Beynin sosyal iletişim ve etkileşimi sağlayan kısımlarının gelişiminde görülen farklılıktır. Otizme dair belirtiler bazı çocuklarda gelişim basamaklarının erken dönemlerinde başlarken, bazı çocuklarda öncelikle normal seyreden gelişimde gerileme veya aksaklıklar olur. Örneğin, 1 yaşına kadar gelişimi normal olan çocuğun iletişim becerilerinde, konuşmasında gerilik olabilir. Otizm şüphesi, çocuğun konuşmasının gecikmesi veya etrafa ilgisiz, tepkisiz olması ile ortaya çıkar. Aile çocuğun akranları konuştuğu halde hiç kelime çıkarmamasından ya da daha önce “anne, baba” gibi tekli kelimeleri söyleyebilirken son aylarda bu kelimeleri unutması nedeniyle doktora başvurur” diye konuştu. ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR Yapılan araştırmalar sonucu her 54 çocuğun ortalama 1’inde, yani yüzde 1.9’unda, Otizm Spektrum Bozukluğu tespit edildiğini belirten Dr. Çağlar, “Otizm Spektrum Bozukluğu erkeklerde (yüzde 3.0), kızlara (yüzde 0.7) göre 4.3 kat daha yaygın olarak görülür. Otizm poligenik bir bozukluktur ve kalıtsallığı yüzde 90’ın üzerindedir. Kalıtsallık ne demek? Pek çok genin etkilenmesi ve bu genlerin otizm üzerindeki katkısının yüzde 90’ın üzerinde olması anlamına gelmektedir. Peki genler neden etkileniyor? Çocuk aşı oldu diye mi? Çocuk çok televizyon izledi diye mi? Anne-baba çocuğu ile çok ilgilenmedi diye mi? Hepsinin cevabı ‘hayır’. Otizm tek bir sebeple oluşacak kadar basit bir bozukluk değildir. Tek bir zararlı olayla tüm bozukluğu açıklamak mümkün değildir. Her insan genetiğinde bozuk genler, mutasyonlar olabilir. Hem anneden hem babadan aktarılan bu genlerin, insanların beynindeki iletişim kurmayı sağlayan büyük ağlarla ilgili olması durumunda otizm ortaya çıkmaktadır. Tabi ki bu genlerin çevresel faktörlerle etkileşimi de söz konusu olmaktadır. Ancak kalıtsallık olmadan çevresel faktörler tek başına otizm oluşmasına neden olmaz. Çevresel faktörlerden üzerinde en çok durulan ileri anne ve baba yaşıdır” dedi. AİLELER BU BELİRTİLERE DİKKAT ETMELİ Dr. Çağlar, anne babanın yanlış tutum ve davranışlarıyla otizm oluşmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “Çocuk çok televizyon izlediğinde, ekrana çok maruz kaldığında ya da ilgisiz kaldığında içe kapanma, konuşmada gerileme gibi bulgular ortaya çıkabilir ama bunlara neden olan şeyler ortadan kaldırıldığında bu bulgular hızlıca düzelir. Bu çocukta otizm olduğu anlamına gelmez. Aileler için işaret sayılabilecek birtakım otizm bulguları vardır. Bunlar 6-9 ay arası bebeklerde; babıldamanın olmayışı ya da akranlara göre çıkardığı ses çeşidinin az olmasıdır. Aynı zamanda bakım verenin sesine ve yüzüne ilginin az olması, göz temasının ve karşılıklı gülümsemenin olmaması, ismine bakmama, kucağa alınma ve başka insanlarla oynama beklentisinin olmaması, bazı objelere veya parçalarına aşırı ve atipik ilgi (objeleri tuhaf biçimde göze yakın tutarak inceleme) olması otizm şüphesi oluşturur. Sık aralıklarla bu bulguları takip etmek gerekir. Otizmi olan çocukların yüzde 20 ila 47’sinde normal gelişimin ardından 1 yaşından sonra gerileme başlar. Aileler için kırmızı bayrak sayılabilecek belirtiler ise 1 yaş sonrasında gülümsemenize yanıt vermemesi, konuştuğunuzda yüzünüze bakmaması ya da az bakması, nesneleri işaret ederek göstermemesi, oyuncağını getirip birlikte oynama isteği göstermemesidir. Aynı zamanda etkileşime girmeye isteksiz olması, taklit oyunlarının ya da ‘miş’ gibi oyunların olmaması (bebeğine yemek yedirme, ayıcığını sallayarak uyutmaya çalışma), 1 yaşında kelime çıkarmaya, 2 yaş civarı iki kelimeli cümle kurmaya başlamamadır.” OTİZMİN ŞİDDETİ HER ÇOCUK DA AYNI DEĞİL Tanı koyabilmek için bu belirtilerin tümünün çocukta bulunması gerekmediğini ifade eden Dr. Çağlar, “Otizmi olan çocukların hepsi aynı şiddette otizme sahip değildir. Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç olmaması ve tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça hafif olabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olması demek belirtilerin şiddetinin her çocukta farklı derecelerde olduğu bir yelpaze bozukluk olmasındandır. Çocuğunda bu belirtileri olan aileler vakit kaybetmeden Çocuk Psikiyatriye gitmelidirler. Otizmin farkında olmak, yok saymamak ilk basamaktır. Erken tanı ve yoğun özel eğitim programları çok önemlidir. Çocuğun bundan sonraki hayat kalitesi ve bağımsız yaşam sürebilmesi açısından hayati önem arz etmektedir. Çocuğunda otizm tanısı olan aileler imkânlarının yettiği ölçüde haftalık alınan özel eğitim saatini artırmalıdırlar. Son yapılan çalışmalar haftalık en az 15 saat eğitim önermektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı. İSTANBUL (DHA) -   DHA Erdem TALAYHAN / İçerik Editörü erdem@sakinca.com
Her 54 çocuğun ortalama 1’inde otizm görüldüğünü belirten Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Emin Çağlar, “Otizmi olan çocukların hepsi aynı şiddette otizme sahip değildir.

Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç olmaması ve tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça hafif olabilir. Otizmin farkında olmak, yok saymamak ilk basamaktır. Otizmi yok saymayın, farkında olun” dedi.

Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Emin Çağlar, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününe ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Çağlar, otizmin erken çocukluk döneminde (okul öncesi), belirtilerin gözlendiği önemli bir nörogelişimsel bozukluk olduğuna değinerek, “Beynin sosyal iletişim ve etkileşimi sağlayan kısımlarının gelişiminde görülen farklılıktır. Otizme dair belirtiler bazı çocuklarda gelişim basamaklarının erken dönemlerinde başlarken, bazı çocuklarda öncelikle normal seyreden gelişimde gerileme veya aksaklıklar olur. Örneğin, 1 yaşına kadar gelişimi normal olan çocuğun iletişim becerilerinde, konuşmasında gerilik olabilir. Otizm şüphesi, çocuğun konuşmasının gecikmesi veya etrafa ilgisiz, tepkisiz olması ile ortaya çıkar. Aile çocuğun akranları konuştuğu halde hiç kelime çıkarmamasından ya da daha önce “anne, baba” gibi tekli kelimeleri söyleyebilirken son aylarda bu kelimeleri unutması nedeniyle doktora başvurur” diye konuştu.

ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR

Yapılan araştırmalar sonucu her 54 çocuğun ortalama 1’inde, yani yüzde 1.9’unda, Otizm Spektrum Bozukluğu tespit edildiğini belirten Dr. Çağlar, “ Otizm Spektrum Bozukluğu erkeklerde (yüzde 3.0), kızlara (yüzde 0.7) göre 4.3 kat daha yaygın olarak görülür. Otizm poligenik bir bozukluktur ve kalıtsallığı yüzde 90’ın üzerindedir. Kalıtsallık ne demek? Pek çok genin etkilenmesi ve bu genlerin otizm üzerindeki katkısının yüzde 90’ın üzerinde olması anlamına gelmektedir. Peki genler neden etkileniyor? Çocuk aşı oldu diye mi? Çocuk çok televizyon izledi diye mi? Anne-baba çocuğu ile çok ilgilenmedi diye mi? Hepsinin cevabı ‘hayır’. Otizm tek bir sebeple oluşacak kadar basit bir bozukluk değildir. Tek bir zararlı olayla tüm bozukluğu açıklamak mümkün değildir. Her insan genetiğinde bozuk genler, mutasyonlar olabilir. Hem anneden hem babadan aktarılan bu genlerin, insanların beynindeki iletişim kurmayı sağlayan büyük ağlarla ilgili olması durumunda otizm ortaya çıkmaktadır. Tabi ki bu genlerin çevresel faktörlerle etkileşimi de söz konusu olmaktadır. Ancak kalıtsallık olmadan çevresel faktörler tek başına otizm oluşmasına neden olmaz. Çevresel faktörlerden üzerinde en çok durulan ileri anne ve baba yaşıdır” dedi.

AİLELER BU BELİRTİLERE DİKKAT ETMELİ

Dr. Çağlar, anne babanın yanlış tutum ve davranışlarıyla otizm oluşmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“Çocuk çok televizyon izlediğinde, ekrana çok maruz kaldığında ya da ilgisiz kaldığında içe kapanma, konuşmada gerileme gibi bulgular ortaya çıkabilir ama bunlara neden olan şeyler ortadan kaldırıldığında bu bulgular hızlıca düzelir. Bu çocukta otizm olduğu anlamına gelmez. Aileler için işaret sayılabilecek birtakım otizm bulguları vardır. Bunlar 6-9 ay arası bebeklerde; babıldamanın olmayışı ya da akranlara göre çıkardığı ses çeşidinin az olmasıdır. Aynı zamanda bakım verenin sesine ve yüzüne ilginin az olması, göz temasının ve karşılıklı gülümsemenin olmaması, ismine bakmama, kucağa alınma ve başka insanlarla oynama beklentisinin olmaması, bazı objelere veya parçalarına aşırı ve atipik ilgi (objeleri tuhaf biçimde göze yakın tutarak inceleme) olması otizm şüphesi oluşturur. Sık aralıklarla bu bulguları takip etmek gerekir. Otizmi olan çocukların yüzde 20 ila 47’sinde normal gelişimin ardından 1 yaşından sonra gerileme başlar. Aileler için kırmızı bayrak sayılabilecek belirtiler ise 1 yaş sonrasında gülümsemenize yanıt vermemesi, konuştuğunuzda yüzünüze bakmaması ya da az bakması, nesneleri işaret ederek göstermemesi, oyuncağını getirip birlikte oynama isteği göstermemesidir. Aynı zamanda etkileşime girmeye isteksiz olması, taklit oyunlarının ya da ‘miş’ gibi oyunların olmaması (bebeğine yemek yedirme, ayıcığını sallayarak uyutmaya çalışma), 1 yaşında kelime çıkarmaya, 2 yaş civarı iki kelimeli cümle kurmaya başlamamadır.”

OTİZMİN ŞİDDETİ HER ÇOCUK DA AYNI DEĞİL

Tanı koyabilmek için bu belirtilerin tümünün çocukta bulunması gerekmediğini ifade eden Dr. Çağlar, “Otizmi olan çocukların hepsi aynı şiddette otizme sahip değildir. Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç olmaması ve tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça hafif olabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olması demek belirtilerin şiddetinin her çocukta farklı derecelerde olduğu bir yelpaze bozukluk olmasındandır. Çocuğunda bu belirtileri olan aileler vakit kaybetmeden Çocuk Psikiyatriye gitmelidirler. Otizmin farkında olmak, yok saymamak ilk basamaktır. Erken tanı ve yoğun özel eğitim programları çok önemlidir. Çocuğun bundan sonraki hayat kalitesi ve bağımsız yaşam sürebilmesi açısından hayati önem arz etmektedir. Çocuğunda otizm tanısı olan aileler imkânlarının yettiği ölçüde haftalık alınan özel eğitim saatini artırmalıdırlar. Son yapılan çalışmalar haftalık en az 15 saat eğitim önermektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

İSTANBUL (DHA) -

 

DHA

Erdem TALAYHAN / İçerik Editörü
erdem@sakinca.com
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.