Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde Rangers karşısında hayal kırıklığına uğradı. Bu yazı, sadece bir futbol maçının ötesine geçiyor; çünkü sahada dökülen ter, kaçan goller ve penaltılarda yaşanan dram, Fenerbahçe'nin Avrupa'daki yolculuğunun nasıl sonlandığını ve taraftarlarının kalbinde nasıl derin izler bıraktığını anlatıyor. Maç, hem Fenerbahçe hem de taraftarları için büyük umutlar taşıyordu. Avrupa arenasında mucizeyi yaşamak istedik bunu da başaracaktık. Ben o kadar çok inanıyordum ki benimle birlikte bekleyen yüzbinlerce sarı-lacivertli taraftar da bu mucizeyi bekliyordu. Ancak, ilk düdükle birlikte Fenerbahçe'nin sahaya koyduğu futbol, olağan üstüydü. Maç boyunca Fenerbahçe sayısız gol fırsatını değerlendiremedi. Bu kadar fazla gol kaçırmak, bir takım için nasıl bir sınav olabilirdi? 90 dakikanın sonunda, normalde bulması gereken golleri bulamayan Fenerbahçe, penaltılarda Rangers'a karşı mücadele etti. Ama orada da şans Fenerbahçe'nin yanında değildi. Penaltılarda takım, sanki kendi kabusuyla karşı karşıya kaldı. Bir bir geriye düşen Fenerbahçe, bu sefer sahada değil, kalbinde kırıklar bırakmıştı. O kırıklar, hem takımın hem de taraftarların ruhunda bir yara açtı. Mourinho dünyanın en en iyi teknik direktörlerinden biri. Bugün bir çok teknik adam bırakın Mourinho'nun kariyerini hedeflemeyi hayal bile edemez. Ama hocam böylesine krirtik bir maçta penaltı listen gerçekten bu muydu? Kadıköy'e gitsek penaltı listesi yapsak kimse Tadic'i ilk sıraya koymaz. Mert Hakan listeye giremez. Ama hocam seni ne etkiledi de böyle bir liste yaptın gerçekten çok merak ediyorum.  Fenerbahçe'nin bu elenişi, futbolda her şeyin ne kadar ince bir çizgide olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bir gol, bir penaltı, bir karar... Her şey anlık bir hata veya başarıyla şekilleniyor. 118'inci dakikada Fenerbahçe adına verilmeyen penaltı da bana  IVAN BEBEK'den de kötüsü varmış dedirtti. Maçın hakemi de VAR'ı da çok ama çok kötüydü. Fenerbahçe, bu maçta kendi futbolunu bir an olsun bulmuşken, son dakikalarda kaybettiği penaltı atışlarıyla dramın zirvesine tırmandı. Bu eleniş, Fenerbahçe için sadece bir maçın kaybı değil, aynı zamanda uzun süredir arzulanan bir Avrupa kupasına daha veda anlamına geliyordu. Fenerbahçe'nin elenişi, Avrupa'nın zirvesine çıkma yolunda bir kayıp olabilir, ancak futbolun gerçeği şu ki; her kayıptan sonra bir başka fırsat doğar. Şimdi Fenerbahçe'nin tam anlamıyla Lige odaklanması gerekiyor. Bu futbolun lige olumlu yansıyacağına eminim.